31 Ağustos 2019 Cumartesi

DENİZLİ 'NİN İLK KÜLTÜR ENVANTERİ











DENİZLİ 'NİN İLK KÜLTÜR ENVANTERİ İl Kültür Turizm Müdürlüğüm döneminde Denizli'nin

19 İlçesini kapsayan bilgi ve belgeleri 6 yıl gibi uzun sürede toplanıp kaydaltına aldım ve 
2016 yılında da TÜRSAB'ın mali katgıları ile yayınlanmasını sağladım.
Denizli'nin İlk Kültür Envanteri olma özelliğine sahip 1000'E YAKIN TESCİLLİ KÜLTÜR 
VARLIĞININ YERALDIĞI 2 CİLT HALİNDEKi 826 sayfalık 'Kültür Envanteri'ni İL MÜDÜRÜ
 İKEN BASKISINI GERÇEKLEŞTİRMENİN VE HALKIN HİZMETİNE SUNMANIN
 MUTLULUĞUNU YAŞIYORUM.  
GİRİŞ,Kalkolitik Çağ'dan başlayıp günümüze kadar kesintisiz olarak süregelen bir yerleşime sahip olan Denizli, jeopolitik olarak oldukça önemli bir konuma sahiptir. Ege kıyılarını İç Anadolu ve Suriye'ye bağlayan yollar üzerinde bulunması nedeniyle çok çeşitli devletlerin istilasına uğramıştır. Oldukça verimli topraklara sahip olan Denizli ilinin tarihi Anadolu tarihi kadar köklü ve renklidir. En eski yerleşim izleri Kalkolitik Çağ'a aittir (İ.Ö.4000-3000). Bunu Tunç Çağları (İ.Ö.30002000) izlemektedir. Bu çağlara ait yerleşim alanları arasında kazısı yapılan Çivril İlçesi yakınlarındaki Beycesultan Höyüğü'dür. Ayrıca Çivril, Baklan, Acıpayam ve Tavas ovalarında da bu dönem kültürlerini yansıtan birçok höyük bulunmaktadır. Hititlerin Anadolu'da ilk merkezi yönetimi kurması ile Denizli yöresi Hititlerin hâkimiyetine geçmiştir (İ.Ö.20001200). Hititlerden sonra Frigler (İ.Ö.750-700), Lidyalılar (İ.Ö.700-500), Persler (İ.Ö.500-300), Hellenistik Dönem (İ.Ö.330-30), Roma Dönemi (İ.Ö.27-İ.S.395), Bizans (İ.S.395-1200), Selçuklular (İ.S.1200-1400) ve Osmanlılar (İ.S.1299-1923) yöreye hakim olmuşlardır. Hititlerin çöküşünden sonra, antik kaynaklara göre bölgede Büyük menderes'in çıkış kaynakları çevresinde Frigler, Büyük Menderes ve Çürüksu Çayı'nın güneyinde Karyalılar, Büyük Menderes'in kuzeyinde ise Lidyalılar yaşıyordu. İ.Ö.600 yıllarında Friglerin, göçebe savaşçılar Kimmerler ve İskitlere yenilmeleri ile yöre bu kabilelerin saldırı ve yağmasına sahne olmuştur. Ancak bu ortamdan yararlanarak kendilerini çabuk toparlayan Lidyalılar yöreye hakim olmuşlardır. İ.Ö.546'larda Lidya Kralı Kroisos'un Perslere yenilmesi ile Denizli'ye Persler egemen olmuşlardır. Bölge, iç işlerinde serbest, dış işlerinde Pers Satraplarına bağlı Tiranlarca yönetilmiştir. İskender'in Persleri mağlup ederek bütün Anadolu'ya egemen olması ile Hellenistik 

Devir başlamıştır (İ.Ö.333). Birçok metropol kentin kurulduğu bu dönemde, İskender'in ölümünden sonra krallıklar arasında savaşlar başlamıştır. Bu çatışmalar Apameia Barışı ile son bulmuş ve Denizli'ye Seleukoslar ile Bergama Krallığı hakim olmuşlardır. İ.Ö.133 yıllarında Batı Anadolu Romalıların egemenliğine geçmiş, daha sonra İ.S.395'te imparatorluğun ikiye ayrılmasıyla Doğu Roma (Bizans) İmparatorluğu sınırları içinde kalmıştır. Birçok yazılı kaynakta Frig ve Hellenistik Dönem'e ait büyük kentlerin varlığından bahsedilmekle beraber, günümüze gelebilen yerleşimlerin çoğu Roma ve Bizans dönemlerine aittir. Türkler, Denizli havalisinde ilk defa 1070 yılından sonra görülmüşlerdir. Uzun süre Türklerle Bizansların çatışmalarına sahne olan bölge 13.yy. başlarında Türklerin bölgeye kesin hakimiyetleri ile son bulmuş ve bu tarihten itibaren ilk Türk yerleşimleri oluşmaya başlamıştır. Bölgedeki ilk Türk yerleşimi, şehir suyunun bol olduğu bugünkü Kaleiçi ve çevresinde olmuştur. Denizli adına tarihi kaynaklarda değişik isimlere rastlanılmaktadır. Selçuklu kaynaklarında ve Denizli mahkemesi şeriye sicillerinde Ladil adı görülmektedir. İbni Batuta Seyahatnamesi'nde, Tonguzlu demektedir. Timurleng'in Zafername'sini yazan Şerafettin Yezdi, Tonguzlu ve Tengüzlü diye iki isimden bahsetmektedir. Tengiz kelimesi eski Türkçe'de “deniz” anlamına gelmekte olup, Tengüzlü ise bugünkü imlasıyla Denizli şeklini almıştır. Katip Çelebi suların çokluğu ve gürlüğü nedeniyle Denizli için ''Kesret Ül Ensar” deyimini kullanmıştır. 13.yy.da, Denizli ve havalisi yeni göçlerle yoğun bir Türk bölgesi haline gelmiştir. 1257 yılından itibaren İlhanlıların, 1261'de Germiyanoğulları'nın egemenliğine giren bölge, Germiyanoğulları'nın Tripolis'i zaptetmesi ile tamamen Türkleşmiştir. 1391 yılında Yıldırım Beyazıt tarafından bölge Osmanlı Devleti'ne katılmıştır.









Valimiz Recep YAZICIOĞLU 12.4.2003


12.4.2003 Pamukkale Dinamit deposu kalkış pistinden yamaç paraşütü uçuşundan sonra Pamukkale Kuzey Kapısında İl Turizm Md M.KORKMAZ ile rahmetli Valimiz Recep YAZICIOĞLU Basına Pamukkale hakkında bilgi veriyor.
Türk Milletinin gönlünde taht kurmuş halk adamı, gidemediğin yer senin değildir diyen, kapısı 24 saat hep açık olan, sıradışı 'EFSANE VALİ' Recep Yazıcıoğlu'nu rahmetle anıyoruz.














29 Ağustos 2019 Perşembe

DOĞA-TARİH DÜŞKÜNÜ TURİSTLERİN VAZGEÇİLMEZİ PAMUKKALE-KARAHAYIT-HAYTABEY-GÖZLER-ÇAL YÖRESİ PARKURU ...

DENİZLİ'YE GELEN MACERA - DOĞA-TARİH TURİZMİNİ SEVEN TURİSTLERİN VAZGEÇİLMEZİ JEEP SAFARİ OLACAK..












Ortaköy Şarap Heykeli

Denizli Kültür ve Turizm Müdürlüğü olarak, yılda 3 milyona yakın yerli ve yabancı turistin ziyaret
 ettiği kentte, turizmi çeşitlendirmek ve gelen turistleri günü birlik turizmden kurtararak 
otellerinden çıkartmak için çalışma yapıyoruz. Denizli’nin UNESCO’nun dünya miras 
listesinde bulanan Hierapolis-Pamukkale’si ve 12 ay turizme hizmet sunabilen kültür-turizm 
değerleri ile birlikte eşsiz doğal güzelliklerine de sahip doğa turizmi kapsamında jeep
safari parkurları da İlimiz turizmi için önemli bir potansiyeldir. 
   
Denizli’de jeep safari yapılabilecek bölgelerden 250 kilometrelik alana sahip; 
Karahayıt- Çal ve Denizli arasındaki parkurda inceleme yaparak “Denizli’ye gelen 
turistlerin konaklaması, otellerinden dışarıya çıkması ve il genelinde turizmin çeşitlendirilmesi
 için çalışmalarımız devam ediyoruz. Antik kentlerle çevrili 1000'e yakın tescilli Kültür 
Varlıkları dünyanın tanıdığı ve bildiği Pamukkale ile birlikte kentimiz eşsiz doğal 
güzelliklere sahiptir. Bu kapsamda doğa turizmi kapsamında yapılabilecek jeep 
safari de ilimize gelen turistlerimizin vazgeçilmezlerinden biri olması için çalışıyoruz.
“Dünyada ve ülkemizde doğa turizmi hızla gelişiyor. Her yıl ilimize gelen yerli ve 
yabancı turist sayımız artıyor. Bu turistlerimizin otellerinden çıkmaları için jeep 
safari iyi bir fırsat. İlimiz turizm cenneti Pamukkale'ye gelen 2 milyon dan fazla 
turistin en az 100 bininin doğa turizmine katılmasını hedefliyoruz. İlimizin tarihi ve 
doğal güzelliklerinin tamamının görülmesinin sağlanacağı çok güzel jeep safari 
parkurları hazırladık. Karahayıt’tan başlayıp, Çal ilçesi bağlı mahalleri ve tekrar 
Karahayıtta son bulan yaklaşık 250 kilometrelik parkurumuzun incelemesini tamamladık”
Hançalar Köprüsü
Tarih, kültür ve doğa bir arada:
İncelemesi tamamlanan jeep safari parkuruna katılan grublarımız kırmızı suyu ile
ünlü Karahayıttan başlıyarak önce çam ağaçları ile kaplı büyük ormanların içinden 
Haytabey mahallesine uğrayacak ve burada bulunan ‘Haytabey Şelalesi’ni ziyaret 
edecek. Daha sonra 2 bin yıllık kaya mezarlarının bulunduğu Eymir mahallesine 
gidecek olan safari gurubu, Akçapınar mahallesi üzerinden yetiştirdiği başta kekik 
ve tıbbı aromatik bitkilerle ünlü Gözler mahallesine ulaşacak




Dağmarmara mahallesi istikametine giden turist gurubu, ‘Thıounta’ kalıntılarına, oradan da Sazak mahallesine gelerek arkeolojik yerleşim alanı köprüsünü görecekler. Kabalar ve Develler arasındaki 
yol üzerinde bulunan tarihi su kuyularını gören safari ekibi buradan Ortaköy mahallesinde 
bulunan ve 1900'lu yıllarda yapıldığı belirlenen ‘Sait Aga Sarayı’nı ziyaret edecek. Daha 
sonra Bahadınlar mahallesine giden ekip, ‘Apollon Lermenos’ tapınağını ziyaret edecek,
 Adıgüzel Barajının eşsiz güzelliğini görecek.  



Çakırlar Taşevi



Çakırlar Mağarası


    
Çakırlar mahallesindeki taş evleri ve 9.10.2006 tarihinde Aydın KTVK Bölge Kurulu tarafından 1. Derece Doğal Sit Alanı olarak tescil edilen bodrum Mevkii’ndeki Mağaranın  görülmesinin ardından Kuyucak mahallesinde Büyük Menderes Havzası izlenecek. Akkent mahallesinde ‘Zeyve Köprüsü’nünün görülmesinin ardından safariye katılanlar, Alfaklar mahallesinde devam eden keçe üretimini izleyip, Hancalardaki Tarihi Köprü ve Süller mahallesinin gezilmesinden sonra  tarihi ‘Kayı Pazarı Minaresi, Kumral piknik alanı, Çal ilçesinde yöresel tarım ürünlerinin satıldığı ‘Çal Bazarı’nı ziyaret edecek olan turist grubu,  Kısık Kanyonu ve Değirmen Deresini gezecek.847 yıllık gelenek olan koyun atlama şenliklerinin düzenlendiği Aşağıseyit ile Dayılar Mahallesi'ni birleştiren Köprübaşı mevkiindeki alan, Bölgenin Tek Neolitik Dönem Kazı Çalışmalarının Devam ettiği 9000 bin yıllık tarihi geçmişe sahip Dayılar Mahallesindeki Ekşi Höyük ile Tarihi Dayılar Köprüsü ve Sakızcılar mahallesinde bulunan ‘Ağlayankaya Şelalesi’ni de gördükten sonra Irlıganlı mahallesi üzerinden safarinin başladığı Pamukkale-Karahayıt’taki  konaklama mekanlarına ulaşacaklar. ”
29 Ağustos 2014
MEHMET KORKMAZ
DENİZLİ İL KÜLTÜR VE TURİZM MÜDÜRÜ















Kısık Kanyonu

Alayan Kaya Şelalesi

Haytabey Şelalesi

Apollon Lermenos

KAYI PAZARI


Büyük Menderes



Çal Pekmez Kaynatma

M.KORKMAZ İl Turizm Md




25 Ağustos 2019 Pazar

AŞAĞISEYİT KÖYÜ SUDAN KOYUN ATLATMA ŞENLİĞİ ve EFSANESİ


Denizli’nin Çal İlçesi, Aşağıseyit (Köyü) Mahallesi’nde geleneksel olarak 846 yıldır devam eden “koyun olimpiyatı” diye de adlandırılan, insanın, sahip olduğu hayvana olan sevgisi ve onunla bütünleşmesini ortaya koyan bir etkinliktir. Her yıl Ağustos ayının son haftası düzenlenir. Sabahın erken saatlerinde, sürülerin el koyunlarının öncülüğünde Menderes Irmağı’na girmeleri ile yarışlar başlar ve ikindiye kadar devam eder. Çobanla birlikte suya atlayan el koyun olarak adlandırılan (sürü lideri) koyun ve sürünün diğer koyunlarının Menderes Nehri’nin bir yakasından diğer yakasına geçişi çobanlar arasında yarıştırılır. Aşağıseyit (Köyü) Mahallesi’nde her yıl düzenlenen yarışmaya ilham olan efsane; bir ağa kızına âşık olan Karakoyunlu aşiretinden Mehmet isminde bir çoban vardır. Bu çoban Çal yöresine yerleşen Oğuz beylerinin birinin büyük koyun sürüsünü dağlarda, ovalarda otlatan ve yörede çok sevilen bir çobandır. 






Çoban Mehmet ile bu beyin kızı olan Zeynep birbirlerine âşık olur. Ancak, Bey’den kızını isteyen çoban Mehmet umduğunu bulamaz. Bey, kızı Zeynep’i çoban Mehmet’e vermez. Çoban Mehmet’in ısrarlarına dayanamayan ve kızını da vermek istemeyen Bey, çoban Mehmet’e tek bir şartla kızını vereceğini söyler. “Eğer koyunları 3 gün boyunca sadece tuz ile besleyip 3. günün sonunda Büyük Menderes Nehri'nden su içirmeden karşıya geçirirsen kızımı sana vereceğim” der. 

Çoban Mehmet’in sevdiği kıza kavuşması için başka çare kalmamıştır, bu yüzden Bey’in şartını kabul eder. Çoban Mehmet koyunlarını 3 gün boyunca tuz ile besler, tek umudu ise sürünün lideri olan kara koyundadır. Kara koyunun kulağına her gün sabah-akşam fısıldayarak yalvarır. “Benim için, aşkım için su içme. Ben ne dersem onu yap. Ben suya atlayınca arkamdan sen de atla, ancak su içmeden karşıya geçmen şart” der. Çoban Mehmet kara koyunu, allı-morlu renklere boyar ki diğer koyunlardan ayırt edilebilsin. Her gün elleri ile kara koyunu besler, yanından hiç ayırmaz. 

Bu yüzden sürünün lideri olan bu allı-morlu renklere boyanarak süslenen koyunlara “el koyunu” adı verilmiştir. Çoban Mehmet 3. günün sonunda koyunları Büyük Menderes Nehri’nden su içirtmeden karşı tarafa geçirir. Çoban Mehmet, Bey’inin şartını yerine getirmiştir. Ancak Bey sözünde durmaz ve kızını gene de çoban Mehmet’e vermez. Su içmeden karşı tarafa geçen koyunların hepsi susuzluktan ölerek telef olurlar. 

Bey kızı Zeynep aşkından hasta olup yataklara düştüğü için çoban Mehmet o yöreden kovulur. Çoban Mehmet’in kovulması ile birlikte Bey kızı Zeynep amansız bir  hastalığın pençesinden kurtulamaz ve ölür. Bunu duyan çoban Mehmet ise mecnun gibi ömrünü dağlarda koyunlarına kaval çalarak geçirir (Kara, 2012, s. 49-50). Bu aşk öyküsünün hatırasını yaşatmak için ise Aşağıseyit Köyü ve çevre köylerdeki çobanlar, her yıl Ağustos aynının sonlarında kendi aralarında bir yarış düzenleyerek çoban Mehmet’in büyük aşkına saygılarını gösterirler.          


                                              Kaynak;ASIRLIK BİR SEVDA ÖYKÜSÜ: “AŞAĞISEYİT KÖYÜ SUDAN KOYUN ATLATMA YARIŞI VE YÖRÜK ŞENLİĞİ”Ayşegül KOYUNCU OKCA 10/14 Fall 2015

https://denizli-turizmi.blogspot.com/2014/07/

https://denizli-turizmi.blogspot.com/2014/07/