4 Eylül 2014 Perşembe

UNESCO Dünya Somut Olmayan Kültürel Miras Listesinde Denizli

UNESCO SOMUT OLMAYAN KÜLTÜREL MİRAS LİSTESİ’ NDE DENİZLİ

             “Somut Olmayan Kültürel Miras”; UNESCO tarafından, toplumların, grupların ve kimi durumlarda bireylerin, kültürel miraslarının bir parçası olarak tanımladıkları uygulamalar, temsiller, anlatımlar, bilgiler, beceriler ve bunlara ilişkin araçlar, gereçler ve kültürel mekânlar olarak tanımlanmaktadır.

UNESCO tarafından 2003 yılında Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesi kabul edilmiştir. Ülkemiz söz konusu sözleşmeye 2006 yılında taraf olmuş ve kendi toprakları üzerinde bulunan somut olmayan kültürel miras ile ilgili olarak “kimlik saptama, koruma, yaşatma, arşivleme, araştırma, geliştirme, teşvik etme ve gelecek nesillere aktarma vb.” gerekli önlemleri almayı taahhüt etmiştir.

Somut Olmayan Kültürel Mirası daha gözle görülür kılmak, önemi konusunda bilinçlenmeyi sağlamak ve kültürel çeşitliliğe saygı içinde diyalogu desteklemek için, Taraf Devletlerin teklifi üzerine, somut olmayan kültürel mirasının temsili bir listesi hazırlanır, güncellenir ve yayımlanır. Ülkemizde Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi çalışmaları Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yürütülmektedir. Bu kapsamda ulusal bazda Bakanlığımızca Somut Olmayan Kültürel Miras ve Somut Olmayan Kültürel Miras Taşıyıcıları (Yaşayan İnsan Hazineleri) olmak üzere iki türlü envanter çalışmaları yapılmaktadır. Bu çalışmalar illerde İl Kültür ve Turizm Müdürlükleri koordinatörlüğünde Somut Olmayan Kültürel Miras Tespit Kurullarınca yerine getirilmektedir. 

Somut Olmayan Kültürel Miras çalışmaları öncelikle bu mirasın aktarılmasında taşıyıcı işlevi gören dil desteğinde sözlü gelenekler ve anlatımlar(destanlar, efsaneler, atasözleri, masallar), gösteri sanatları (Karagöz, meddah, kukla, halk tiyatrosu), toplumsal uygulamalar, ritüeller ve şölenler (doğum, nişan, düğün, nevruz), doğa ve evrenle ilgili bilgi ve uygulamalar (geleneksel yemekler, halk hekimliği, halk takvimi, halk meteorolojisi) ve el sanatları geleneği konularını kapsamaktadır. 

1* Yaşayan İnsan Hazinesi Hayri DEV(Somut Olmayan Kültürel Miras Taşıyıcıları)

            Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Teşkilatı (UNESCO) “Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması” sözleşmesi kapsamında Bakanlığımız tarafından yürütülen ulusal envanter oluşturulması çalışmaları çerçevesinde kültürel mirasımızın belli unsurlarını yeniden yaratmak ve yorumlamak açısından gerekli bilgi ve beceriye yüksek düzeyde sahip olan ve Ülkemizden seçilen 7 kişi içerisinde yer alan İlimizden Hayri DEV “2008 Yılı Yaşayan İnsan Hazinesi” olarak ilan edilmiş, geleneksel kültürümüzün önemli kollarından biri olan “Çam Düdüğü” alanında yurt içinde ve yurt dışında yaptığı çalışmalardan ve sunduğu önemli hizmetlerden dolayı Sayın Bakanımız Ertuğrul GÜNAY tarafından 14.01.2010 tarihinde teşekkür
belgesi verilmiştir.


1933 yılında Denizli ili Çameli ilçesinde doğan Hayri DEV, yüzyıllık bir gelenek olan çam düdüğünü büyüklerinden görerek, öğrenek yapmaya ve çalmaya başlamıştır. Halen bu geleneği gelecek kuşaklara başarıyla aktarmaya devam etmektedir. Çam Düdüğü Yapımcısı ve İcracısı olarak yaptığı faaliyetlerden dolayı yerli ve yabancı bir dizi müzik ve halk kültürü araştırmacısı tarafından bilimsel çalışmalara konu olmuştur.

           Yaşayan İnsan Hazinesi Hayri DEV şuanda Denizli Belediyesi Konservatuar hocalarına yaptığı müzik hakkında dersler veriyor. Bu dersler sayesinde Hayri DEV’ in yaptıkları yaşamaya devam edecek.



2* Zeybeklik Geleneği

İlimiz genelinde yaygın olan Zeybeklik Geleneği, başta Tavas Zeybeği, İbrahim Usta Zeybeği vb. yerel olarak değişik adlarla anılan erkekler tarafından oynanan halk oyunlarıdır.  Zeybek oyunun kahramanı efedir. Efe, haksızlığa karşı çıkan, direniş gösteren halk kahramanın efsaneleşmiş figürünü yansıtır. Camadan, zıbın, gömlek, Dolgu Kuşak, Kolon, Kuşak gibi kıyafetleri ile kendine haz ezgisi ve ağır figürleri ile oynanan halk oyununda heybetli bir duruş, gurur, mertlik ve kahramanlık tekrar yaşatılır. Efe, kıyafeti ve oyun figürlerindeki muhteşem görünüşü ile oyunda anlatılan hikâyenin keyifle izlenmesini sağlayarak kahramanlığın zihinlerde yeniden yaşatılmasını sağlar.

Zeybek oyunu ve zeybek giysilerini oluşturan kültürel varlılarımız envantere alınmak üzere İl Müdürlüğümüzce 28.12.2009 tarihinde teklif edilmiş ve “Zeybeklik Geleneği” başlığı altında Bakanlığımızca UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Ulusal Envanteri Listesi’ne 13.03.2013 tarihinde 1.009.03 envanter numarası ile kayıt edilmiştir.

3* Yarenlik Geleneği
İlimiz Acıpayam ve Çameli ilçeleri ve kırsalında hayvancılık ve çiftçiliğe bağlı yaşam biçimlerinin sürdürüldüğü bölgelerde kırda veya evlerde toplanan arkadaş gruplarının “üç telli” denilen cura ve “çam düdüğü” (sipsi) ile müzikli olarak icra ettikleri yaşayan insan hazinemiz Hayri DEV ve arkadaşlarının da içinde bulunduğu erkek gruplarınca yapılan, yörede “Yarenlik” olarak adlandırılan eğlence ve sohbet toplantısı geleneği yapılmaktadır. Bu toplantılarda hem halk müziğimizin özgün örnekleri üretilerek icra edilmekte hem de sohbetlerle sosyal paylaşımda bulunularak bir tür sosyal akrabalık ilişkisi kurulmaktadır.

28.12.2009 tarihinde “Yarenlik Geleneği” İl Kültür ve Turizm Müdürlüğümüzce envantere alınmak üzere teklif edilmiş ve “Geleneksel Sohbet Toplantıları” başlığı altında Bakanlığımızca UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Ulusal Envanterine Listesi’ne 18.02.2014 tarihinde 01.0006 envanter numarası ile kayıt edilerek UNESCO Somut Olmayan Dünya Miras Listesine alınması sağlanmıştır.


4* Çalgı Yapımcılığı
Denizli’nin Acıpayam, Beyağaç, Çameli, Kale, Tavas İlçeleri ve köylerinde yaygın olarak yapılan “çam düdüğü - sipsi” yapımı kültürel unsuru bulunmaktadır.  Yörede kargı adı verilen kamıştan veya taze çam dalından yapılan el işçiliğine dayalı üflemeli bir çalgıdır sipsi. Çobanlık kültürüne bağlı olarak ortaya çıktığı düşünülmektedir. Çeşitli örnekleriyle bölgede yaygın olan bu düdük, halk müziğimizin icrasının zenginliklerinden biri olduğu kadar, halkın yaratıcılık gücü ve kabiliyetini sergilemesi bakımından da çok önemlidir. Yaşayan İnsan Hazinesi Hayri DEV ve Halime ÖZKE, bu geleneğin en önemli gelenek taşıyıcısıdır ve yeni nesillere sipsi yapımı ve icrası konusunda bilgilerini aktarmada ve geleneğin devamını sağlamada katkı sağlamaktadırlar.

17.06.2010 tarihinde İl Müdürlüğümüzce envantere alınmak üzere “Sipsi Yapımı Çalgı Yapımcılığı”dalında teklif edilmiş ve “Çalgı Yapımcılığı” başlığı altında Bakanlığımızca UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Ulusal Envanteri Listesi’ ne 13.03.2013 tarihinde 1.007.02.20 envanter numarası ile kayıt edilmiştir.



5* Sudan Koyun Geçirme Geleneği

İlimiz Çal ilçesi, Aşağıseyit Köyü’ nde 8 asırdır devam geleneksel bir yarışma olan “Sudan Koyun Geçirme Geleneği” efsanevi bir aşk hikâyesinden esinlenilerek insanın, hayvana olan sevgisi ve onunla bütünleşmesini ortaya koyan bir festival şeklinde kutlanan bir ritüeldir. Her yıl çobanlarıyla birlikte sabahın erken saatlerinde başlayıp ikindi saatine kadar devam eden ritüel sürülerin elkoyunun öncülüğünde Menderes Irmağı’na girerek karşı tarafa geçmeleri şeklinde icra edilir. Bu yarışmada en önemli unsur çoban ile hayvanları arasında oluşan güven bağıdır. Çobanına bağlı sürüler ırmağı geçmede tereddüt etmeyerek yarışı kazanırlar. 


31.01.2013 tarihinde 490 sayılı yazı ile İl Müdürlüğümüzce envantere alınmak üzere “Sudan Koyun Geçirme Geleneği” dalında teklif edilmiş ve “Çoban Bayramları” başlığı altında Aşağıseyit Koyunları Sudan Geçirme Festivali Bakanlığımızca UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Ulusal Envanteri Listesi’ne 18.02.2014 tarihinde 1.022.12 envanter numarası ile kayıt edilmiştir.


 

6* Denizli Keşkeği
İlimiz Babadağ İlçesi başta olmak üzere il genelinde geleneksel Keşkek yemeği yapılarak çeşitli gün ve kutlamalarda baş yemek olarak yenmektedir. Haşlanmış koyun veya keçi eti ile haşlanmış ve dövülmüş buğdayın karıştırılarak tereyağı ile servis edilmesi şeklinde yapılan keşkek yemeği, düğün yemeklerinde, hayır yemeklerinde ve özellikle Babadağ İlçesinde her yıl Eylül ayının ilk haftasında Geleneksel Keşkek Günü etkinliği ile yaşatılmaktadır. Türk kültürüne özgü ayrı bir lezzeti vardır.

İl Müdürlüğümüzce 21.08.2013 tarihinde Babadağ İlçesinde asırlardır yapılan geleneksel “Keşkek Yemeği” envantere alınmak üzere teklif edilmiş ve “Tören Keşkeği Geleneği” başlığı altında Bakanlığımızca UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Ulusal Envanteri Listesi’ne 18.02.2014 tarihinde 1.035.42.20 envanter numarası ile kayıt edilerek UNESCO Somut Olmayan Dünya Miras Listesine alınması sağlanmıştır.







7* Serinhisar’ da Bardakçılık Çömlekçilik

İlimiz Serinhisar İlçesi’nde geleneksel olarak çok eski tarihlerden beri yapılmakta olan testi, toprak bardak, küp, saksı vb. ürünlerin üretildiği “Bardakçılık ve Çömlekçilik” geleneği bulunmaktadır. Yörede kırmızı toprak bol olduğu için hammadde olarak bu sanat dalının gelişmesinde önemli rol oynamaktadır. Toprak bardaklar suyu soğuk tuttuğu için halen yaygın olarak kullanılmaktadır.

21.08.2013 tarihinde İl Müdürlüğümüzce Serinhisar İlçesinde yıllardır devam eden “Bardakçılık, Çömlekçilik Geleneği” envantere alınmak üzere teklif edilmiş ve “Çömlekçilik Sanatı” başlığı altında Bakanlığımızca UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Ulusal Envanteri Listesi’ne 18.02.2014 tarihinde 1.002.18/32.01 envanter numarası ile kayıt edilmiştir.




 

  8* Terakota Sanatı

İlimiz Tavas ilçesi Medet Köyü’nde ülkemizdeki tek temsilcisi Necip SAVCI tarafından icra edilen geleneksel seramik sanatına Terakota denilmektedir. Terakota sanatının geçmişi tam olarak bilinmemekle birlikte Hitit’ lere kadar uzandığı söylenir. Terakotada esas olan seramiğin ince olması sırsız olmasıdır. Terakota sırlı seramiğe benzemez, boyası oldukça zor ve doğal olmasıdır. Seramiğin çok ince olması ve kili kille karıştırıp, toprağı toprakla boyamak ve resim yapmak işin ustalığı.

17.06.2010 tarihinde Tavas İlçesi Medet Köyü’nde Necip SAVCI tarafından uzun yıllardır sürdürülen Terakota (Sırlı toprak) sanatı yapımcılığı UNESCO Somut Olmayan Kültürel Mirası Listesine girmesi için teklifte bulunulmuştur. Bakanlığımızca UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Ulusal Envanteri Listesi’ne 18.02.2014 tarihinde 1.002.18/32.02 envanter numarası ile kayıt edilmiştir.

9* Tel Kırma Oyası

İlimiz Tavas İlçesi’nde yaklaşık 150 yıldır devam eden “Tel Kırma” olarak adlandırılan oya işlemesi kültürümüzün el sanatları dalında nadir unsurlarından biridir. Altın, gümüş, bakır gibi metallerden yapılan tellerin kumaş üzerine hiçbir kesici alet kullanılmadan işlenmesi ile yapılır. Oya ya da işleme yapılırken telin doğal olarak bükülmesi tel kırmadır. Tel kırma kadınların yaptığı bir el sanatı olup, özellikle gelinlik kızların çeyizi için yaptıkları tel kırma motiflerinin yaşamdan alınmış ayrı bir destansı hikâyesi vardır.

İl Müdürlüğümüzce 21.08.2013 tarihinde Tavas İlçesinde yıllardır devam eden Tel Kırma (Oya) geleneğinin (UNESCO) Somut Olmayan Kültürel Mirası Listesine girmesi için Bakanlığımıza teklifte bulunulmuştur. Bakanlığımızca UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Ulusal Envanteri Listesi’ne 18.02.2014 tarihinde 1.006.03.20 envanter numarası ile kayıt edilmiştir.


10* Boğaz Havaları Geleneği

İlimiz Çameli İlçesi’nde Yörükler arasında yaygın olarak görülen “Boğaz Havaları” özel kütür örneklerindendir. El parmaklarının boğaza bastırılarak değişik ses çıkarma tekniğine dayanan türkü söyleme biçimidir. Parmaklar boğaza bastırılarak ezgide perde değişimi ve hareketlilik sağlanır. Her sözün ayrı bir ezgi ile söylenme zorunluluğu olmayıp aynı ezgi ile farklı türküler söylenebilir. Halk müziğimizin kültürel zenginliğini oluşturması bakımından özel öneme sahiptir.

İl Müdürlüğümüzce 21.08.2013 tarihinde Çameli İlçesinde yıllardır devam eden Boğaz Havaları, (UNESCO) Somut Olmayan Kültürel Mirası Listesine girmesi için Bakanlığımıza teklifte bulunulmuştur. Bakanlığımızca UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Ulusal Envanteri Listesi’ne  1.028.03 envanter numarası ile kayıt edilmiştir.


11* Eren Günü Etkinlikleri

İlimiz Beyağaç İlçesi Sandraz Dağı, Çiçekbaba zirvesine yakın bölgedeki Kartal Gölü çevresinde yaklaşık 7 asırdır yöre halkı tarafından yapılan Yörük-Türkmen Kültürüne özgü Eren Günü ritüeli yapılmaktadır. Kaynağı Orta Asya kurgan mezarları kültürüne dayanan ve bu kültürün devamı niteliğinde olan Eren Günü faaliyeti, bir gün önce Kaltal Gölü bölgesine çıkılması ve burada kurulan çadırlarda konaklama ve çadır ziyaretleri yapıldıktan sonra ertesi sabah şafak vakti Eren Dede Türbesi ziyareti yapılır, dualar okunur, dilekler tutulur, türbe çevresinde turlandıktan sonra kurban kesilip, pişirilip yenmesiyle tören son bulur. Bu etkinliklerde farklı yerlerden gelenler ile kaynaşma sosyal açıdan önemlidir. Eren Günü 1994 yılından bu yana Beyağaç Belediyesi’nde festival olarak yürütülmektedir.

İl Müdürlüğümüzce 21.08.2013 tarihinde Beyağaç İlçesinde sürdürülen ve asırlardır devam eden ve Orta Asya kültürünün devamı niteliğinde olan Eren Günü etkinlikleri ve festivalinin, (UNESCO) Somut Olmayan Kültürel Mirası Listesine girmesi için Bakanlığımıza teklifte bulunulmuştur. Bakanlığımızca UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Ulusal Envanteri Listesi’ne 18.02.2014 tarihinde 1.024.03.20 envanter numarası ile kayıt edilmiştir.


12* Yatağan Palası

İlimiz Acıpayam ilçesi, Yatağan Beldesi’nde 1400’lü yıllardan beri yapımı devam eden Pala yapımcılığı geleneği, Yatağan Palası ve “Yatağan” olarak da bilinen kendine özgü bir kılıçtır. Osmanlı Ordusu’nun önemli silahlarından olan kılıç yapımında Türk Eğrisi olarak bilinen keskin kısmı içe doğru açılı olan kılıca kulaklı da denir. Yatan beldesinin adı da bu paladan gelir. Yatağan çok keskin, kısa ve keskin yüzü içe açılı olması bakımından diğer kılıçlardan ayrılır. Dış bükey kısmı keskin olmadığından zayıf kişilere karşı bu tarafının kullanılması gelenektendir. Kabzasındaki tutma yerlerinin özel tasarı ve üzerine hat sanatından işlemeler yapılması bakımından da bu geleneğin sanatsal yönü ortaya çıkmaktadır.

İl Müdürlüğümüzce 21.08.2013 tarihinde “Yatağan Kılıcı”nın (UNESCO) Olmayan Kültürel Mirası Listesine girmesi için Bakanlığımıza teklifte bulunulmuştur. Bakanlığımızca UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Ulusal Envanteri Listesi’ne 18.02.2014 tarihinde 1.002.12 envanter numarası ile kayıt edilmiştir.
                                                                                    04.09.2014
                                                                             Mehmet KORKMAZ
                                                                       İl Kültür ve Turizm Müdürü

3 Eylül 2014 Çarşamba

DENİZLİ KARAHAYIT SAĞLIK TURİZMi YERLEŞİMİNDEKİ TARİHİ YAPIDA RESTORASYON.


 DENİZLİ PAMUKKALE KARAHAYIT TERMAL SAĞLIK TURİZM YERLEŞİMİNDEKİ TARİHİ YAPIDA RESTORASYON.

Denizli’ nin, şifa kaynağı termal sularıyla ünlü Karahayıt İl Kültür ve Turizm 
Müdürlüğü Müze arkeologları tarafından   9 Nisan 2013 - 14 Haziran 2013 tarihleri 
arasında yapılan kazı çalışmaları sonucu Anadolu’ da ilk defa ortaya çıkan, şimdiki
 termal yapıların öncüsü sayılacak 'Termal Yapı' tespiti yapılmıştı. Pamukkale İlçesi,
 Karahayıt Mahallesinki bu yapıda Prf.Dr.Celal ŞİMŞEK bilimsel danışmanlığında 
4.08.2014 tarihinde tekrar başlayan kazı ve restorasyon çalışmaları devam ediyor.
 2013 Yılında bir bölüm açığa çıkarılan yapıdaki çalışmalara öncelikle ot ve
 çevre temizliği ile başlanılmıştır. Restorasyon ve konservasyon için gerekli 
malzemeler belirlenerek yapımı eksik paye, başlık ve arşitrav bölümleri için 
yeni traventerler temin edilmiş ve kesim işleri yapılarak restore çalışmaları 
büyük ölçüde tamamlanmıştır. Ayrıca yapının duvarlarından harç örnekleri 
alınarak analizleri doğrultusunda duvarların derz dolguları tamamlanmak üzeredir.
Yapıda yapılan kazı çalışmalarında bir adet yarım daire yıkanma havuzu, bir adet dikdörtgen küçük havuz, bir adet yarım daire yıkanma mekanı ve etrafı paye ve başlıklarla çevrili havuz, güney bölümünde karşılıklı yarım daire iki adet yarım yuvarlak yıkanma bölümü olmak üzere toplam 4 adet yarım yuvarlak yıkanma yeri ve iki adet havuz tespit edilmiştir. Yapıdaki yıkanma bölümleri ve dikdörtgen havuz mermer kaplama olup, havuz alanının güneyinde ısıtma ( hipokaust) sisteminin geçtiği görülmüştür.
 M.S. 4. ve 5. yüzyıla tarihlenen yapının yuvarlak planlı olan orta mekânında 
sıhhi amaçlı kullanılan havuz ortaya çıkarılmıştır. Basamaklı olan havuzun yüzme
 amaçlı değil, tedavi amaçlı kullanıldığı belirlenmiştir. Havuza termal suyun, Kırmızı
 su kaynağından özel kanallarla taşındığı ve kullanılan termal suyun dışarı atılması
 için kanallar yapıldığı belirlenmiştir. Binanın ısıtılması için Hipokaust sistemi 
tespit edilmiştir. Hipokaust, Romalıların MS. 1. yüzyılda kurdukları merkezi
ısıtma sistemidir. Bu sistem bir yapının zeminine inşa edilen bir fırınla işlemekteydi.
 Fırının ürettiği sıcak hava sütunlardan oluşmuş "hipokaust" adlı kanallardan 
geçiyor ve buradan da bir bacayla evin duvarlarına veriliyordu. Genel olarak 
halka açık hamamların ısıtılmasında kullanılsa da soğuk aylarda evlerin ısıtılmasında
 da kullanılmıştır.  Anadolu topraklarında ender bulunan ve günümüzde halen devam eden
 Karahayıt bölgemizin 4-5. yüzyıldan bu yana sağlık amaçlı kullanılan bir turizm 
merkezi olduğu, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Müze arkeologları tarafından bu 
yaptığımız çalışmalarda elde edilen bilgi ve belgelerle ortaya çıkmıştır.

 

UNESCO DÜNYA SOMUT KÜLTÜREL VE DOĞAL MİRAS LİSTESİ’ NDE DENİZLİ

UNESCO DÜNYA MİRAS LİSTESİ’ NDE DENİZLİ







Türkiye Dünya Miras Geçici Listesi   

  UNESCO Dünya Kültürel ve Doğal Mirasının Korunmasına Dair Sözleşme kapsamında Taraf Devletler, UNESCO Dünya Miras Listesi’ne kaydedilmesi uygun olan varlıklara ilişkin envanterlerini (geçici liste) UNESCO Dünya Miras Merkezi’ne iletmekle yükümlüdürler. UNESCO Dünya Miras Merkezi’nce yayınlanan bu listede yer alan varlıklara ilişkin hazırlanan adaylık dosyaları Dünya Miras Komitesi’ne sunulmaktadır. Geçici Listeler hazırlanırken varlıkların Dünya Miras Komitesi’nce belirlenen kriterleri karşılama durumları ile mimari, tarihi, estetik ve kültürel, ekonomik, sosyal, sembolik ve felsefi özellikleri de dikkate alınmaktadır.


İlk kez 1994 yılında UNESCO Dünya Miras Merkezi'ne iletilen Geçici Listemiz 2000, 2009, 2011, 2012, 2013, 2014, 2015, 2016, 2017, 2018, 2019 ve 2020 yıllarında güncellenmiş olup bu listede  3  karma  (kültürel/doğal),  3  doğal  ve  77  kültürel  olmak  üzere  toplam  83  adet  varlık bulunmaktadır.

Amacımız; bu evrensel kültürel ve doğal değerlerimizin dünyaya tanıtılması ve korunmaları için uluslararası kaynaklardan da yararlanılarak gelecek kuşaklara en iyi şekilde aktarılmasıdır.

UNESCO Dünya Miras Geçici Listemizde aşağıdaki varlıklarımız yer almakta olup; detaylı bilgilere UNESCO Dünya Miras Merkezi’nin resmi web sitesi olan http://whc.unesco.org/en/tentativelists/state=tr adresinden ulaşılabilmektedir.    


Kültürel olarak;
 
Karma olarak;
 
Ballıca Mağarası Doğa Parkı (Tokat) [2019]
Doğal olarak listede yer almaktadır.

Açıklama:
* : Anılan seri adaylık dosyasına 2020 yılında Çeşme Kalesi ile Güvercinada Kalesi ve Kuşadası Şehir Surları eklenmiştir.




Türkiye Dünya Kültürel Miras Listesi
Bütün insanlığın ortak mirası olarak kabul edilen evrensel değerlere sahip kültürel ve doğal varlıkları dünyaya tanıtmak, toplumda söz konusu evrensel mirasa sahip çıkacak bilinci oluşturmak ve çeşitli sebeplerle bozulan, yok olan kültürel ve doğal değerlerin yaşatılması için gerekli işbirliğini sağlamak amacıyla UNESCO’nun 17 Ekim – 21 Kasım 1972 tarihleri arasında Paris’te toplanan 17. Genel Konferansı kapsamında, 16 Kasım 1972 tarihinde “Dünya Kültürel ve Doğal Mirasının Korunmasına Dair Sözleşme” kabul edilmiştir. 14.04.1982 tarih ve 2658 sayılı Kanunla katılmamız uygun bulunan bu Sözleşme, 23.05.1982 tarih ve 8/4788 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla onaylanarak, 14.02.1983 tarih ve 17959 sayılı Resmî Gazete'de yayınlanmıştır.
 
Uluslararası önem taşıyan ve bu nedenle takdire ve korunmaya değer doğal oluşumlara, anıtlara ve sitlere “Dünya Mirası” statüsü tanınmaktadır. Sözleşmeyi kabul eden üye devletlerin UNESCO’ya başvurusuyla başlayan ve Uluslararası Anıtlar ve Sitler Konseyi (ICOMOS) ve Uluslararası Doğayı ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği (IUCN) uzmanlarının başvuruları değerlendirmesi sonunda tamamlanan bir işlem dizisinden sonra aday varlıklar Dünya Miras Komitesinin kararı doğrultusunda bu statüyü kazanmaktadır.
 
2019 yılı itibariyle Dünya genelinde UNESCO Dünya Miras Listesi’ne kayıtlı 1121 kültürel ve doğal varlık bulunmakta olup bunların 869 tanesi kültürel, 213 tanesi doğal, 39 tanesi ise karma (kültürel/doğal) varlıktır. Her yıl gerçekleşen Dünya Miras Komitesi toplantıları ile bu sayı artmaktadır. Detaylı bilgilere Dünya Miras Merkezi’nin resmi web sitesi olan http://whc.unesco.org/en/list adresinden ulaşılabilmektedir.
 
Ülkemizin, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nün sorumluluğu altında yürüttüğü çalışmalar neticesinde bugüne kadar UNESCO Dünya Miras Listesi’ne 18 adet varlığımızın alınması sağlanmıştır. Bu varlıklardan;

 



 HEM KÜLTÜREL, HEM DOĞAL MİRAS  ;
1             Göreme Milli Parkı ve Kapadokya (Nevşehir) [1985]



UNESCO’ nun hem kültürel, hem doğal miras listesindeki turizm cenneti….

           Pamukkale’yi İlk gördüğünüzde pamuğa ya da buluta benzetmeniz doğaldır. Yakınlaştığınızda ise şifalı termal suların sanatçı kimliğine bürünerek binlerce yıllık uğraşısı ile oluşturduğu travertenler ve bulutların üzerine kurulmuş gibi görünen Hierapolis Antik Kenti ile karşılaşırsınız. En az 10 bin yıllık bir yerleşkeye sahip bölgenin yazılı tarihi M.Ö. 190 olarak kayıtlıdır. Şehrin bu bölgeye kurulmasının sebebi de şifalı termal sudur.

        Pamukkale travertenlerinin uzaktan görünümü, binlerce metre yükseklikteki bulutların size yakınlaşması ya da bembeyaz kar kristallerinin kapladığı ışıldayan katmanlı tarlalar gibidir. Mesafe yakınlaştıkça bulutsu karların üstünden berrak suların aktığını görürsünüz. Teninizle hissettiğinizde ise bunun bambaşka bir doğa dokusu olduğunu ve benzersiz bir deneyim yaşadığınızı anlarsınız. Böylesi orijinal doğa güzelliği ile buluşmanızı sağlayan Pamukkale’nin travertenleri bu büyünün asıl sahibidir. Pamukkale termal kaynağı antik dönemlerden itibaren kullanılmaktadır. Yüzlerce yıldır insanlığa şifa sunmuştur.


 
 Doğanın düşsel mucizesi, termal kaynakların sunduğu şifayla binlerce yıl insanlığı kucaklamış; kristalleşmiş pamuk tarlalarını andıran travertenleri ile Türkiye’nin favori destinasyonu, Denizli turizmindeki baş aktör olan Pamukkale Örenyeri; bu 10 kriterden üçünü karşılamış olup, 09.12.1988 tarih ve 485 sıra numarası ile hem kültürel, hem doğal miras olarak UNESCO Dünya Miras Listesi’ne alınmıştır.


           

Açık hava müzesi ve yaşayan bir arkeoloji parkı Laodikya ……

Laodikya Antik Kenti, İlimiz merkezine 6 km mesafede, Pamukkale yolunun üzerinde yer alır. Verimli Lykos Ovası’ ndaki Hellenistik kent, M.Ö. 3. yy.ın ortalarında Seleukos Kralı II. Antiokhos tarafından karısı Laodike adına kurulmuştur. Önemli arkeolojik kalıntılara sahip kentte yerleşme bir Hellenistik dönem kuruluşu olmasına rağmen yapılan kazı çalışmaları, Erken Kalkolitik Dönem (Bakır Çağı, M.Ö. 5500)’ den M.S. 7. yy.a kadar kesintisiz yerleşimlerin varlığını ortaya koymuştur. Hellenistik, Roma İmparatorluk ve Erken Bizans Dönemleri Laodikya’ sı, uygarlık tarihinin ünik ve olağanüstü yapılarını bağrında yaşatmıştır. 

Laodikya, İncil’ de adı geçen Yedi Kilise’ den birine sahip olan Hristiyanlık Dünyası’ nın önemli bir “Kutsal Hac Merkezi” dir. Bu sayede günümüzde dünyanın dört bir tarafından gelen birçok farklı dini grup Laodikya’ da ayin düzenlemektedir.
 
 

         Bakanlar Kurulu Kararı ile 10 yıldır PAÜ Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Celal ŞİMŞEK başkanlığında geniş bir ekip tarafından kazı ve restorasyon çalışmaları sürdürülmektedir. 2008 yılından itibaren Denizli Belediyesi ve Kültür ve Turizm Bakanlığı arasında yapılan protokol sayesinde, Türkiye’ de bir ilk olarak 12 ay yapılan kazı ve restorasyon çalışmaları ile Laodikya, açık hava müzesi ve yaşayan bir arkeoloji parkına dönüştürülmüştür.

Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’ nün 7 Ocak 2013 tarih ve 3357 sayılı yazılarıyla, Laodikya Antik Kenti’ nin UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ ne alınmasına yönelik çalışmalar başlamış olup, bu çalışmalarda kullanılmak üzere Laodikya Antik Kenti ile ilgili bilgi, belge ve fotoğraflar İl Kültür ve Turizm Müdürlüğümüzün 13 Şubat 2013 tarih ve 665 sayılı yazısıyla Kültür ve Turizm Bakanlığı’ na iletilmiştir.   

* UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ ne Türkiye’den 52 yer aday olmuş,
 2 karma (kültürel/doğal) 1 doğal ve 49 kültürel olmak üzere toplam 52 adet varlık bulunmaktadır. Bu yerlerden İlimizde bulunan, Anadolu dışında yer alan ve Dünya Kültür Mirasının en önemli sitlerinden biri olan Atina Akropolis’ inden daha çok ve büyük yapılara sahip olan Laodikya Antik Kenti, üç kriteri karşılamış olup, Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel  Müdürlüğü’ nün 20.05.2013 tarih ve 98106 sayılı yazılarıyla, 15 Nisan 2013 tarihinde kültürel miras olarak UNESCO Somut Kültürel Dünya Mirası Geçici Listesi’ ne alındığı bildirilmiştir.


     Ecdadımız Selçuklu  Eseri  Akhan Kervansarayı …

           Coğrafi konumu nedeniyle, eski çağlardan beri doğu ile batı arasında bir köprü işlevi gören Anadolu, İpek Yolunu en önemli kavşak noktalarından biri olmuştur. Orta Çağ’ da, İpek Yolları Çin’den başlayıp Orta Asya’da birden fazla güzergâhı izleyerek ve Anadolu’yu geçerek Trakya üzerinden Avrupa’ ya uzanmıştır. Ayrıca, Ege kıyılarında Efes ve Milet, Karadeniz’ de Trabzon ve Sinop, Akdeniz’ de Alanya ve Antalya gibi önemli limanları kullanarak deniz yolu ile de Avrupa’ya ulaşmıştır.

       Ülkemizde İpek Yolu: Kuzeyde: Trabzon, Gümüşhane, Erzurum, Sivas, Tokat, Amasya, Kastamonu, Adapazarı, İzmit, İstanbul, Edirne, İllerimizi, Güneyde: Mardin, Diyarbakır, Adıyaman, Malatya, Kahramanmaraş, Kayseri, Nevşehir, Aksaray, Konya, Isparta, Denizli, Antalya İl Merkezlerini izleyerek Ayrıca, Erzurum, Malatya, Kayseri, Ankara, Bilecik, Bursa, İznik, İzmit, İstanbul güzergahının da kullanıldığı bilinmektedir.





    
     Selçuklular, Anadolu’ daki ticari faaliyetleri canlı tutmak, güvenliği sağlamak amacıyla önlemler almışlar ve bu yollar üzerinde hanlar (kervansaraylar) inşa etmişlerdir.

    Anadolu Selçuklu Devleti’ nden kalma son eser olan Akhan Kervansarayı, Denizli ’nin kuzey doğusunda ve Afyon yolu güzergâhındadır. Akhan Kervansarayı, Selçuklu komutanı Kara Sungur tarafından 13.yy’ da yaptırılmıştır. Akhan Kervansarayı yapımında beyaz taşlar kullanıldığı için Akhan adını almıştır. Duvarları kesme taşlarla yapılmış ve halen ayaktadır.

    Bakanlığımız, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’ nün sorumluluğu altında yürüttüğü çalışmalar neticesinde UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ ne Türkiye’ den 37 yer aday olmuş, bu yerlerden İlimizde bulunan Selçuklu dönemi yapısı Akhan Kervansarayı üç kriteri karşılamış olup, 25.02.2000 yılında UNESCO Somut Kültürel Dünya  Mirası Geçici Listesi’ ne alınmıştır.

                                                                                                Mehmet KORKMAZ
                                                                                            İl Kültür ve Turizm Müdürü

Denizli Müzeler Günü Video