DÜNYANIN ÖNDE GELEN TURİZM SEKTÖRÜNÜN 34.SÜ KUTLANAN
DÜNYA TURİZM GÜNÜ…
Dünyada
turizm anlayışının ve bilincinin geliştirilmesi, bu alanda elde edilen bilgi ve
görgülerin paylaşılması, dünya üzerinde barış içinde yaşanabilecek tüm dünya
halklarının ortak paydada buluşabileceği gelenek ve görenek birikimi
sağlanabilmesi, turizm bilincinin ve dünya mirasının korunarak gelecek
kuşaklara aktarılabilmesi amacıyla, 1980 yılında “Dünya Turizm Örgütü (UNWTO)” nün önerisi ile
İspanya’nın Torremolinos kentinde yapılan toplantıda Birleşmiş Milletler, 27 Eylül gününü DÜNYA TURİZM GÜNÜ olarak ilan
etmiştir.
Birleşmiş
Milletlerin öncülüğünde Dünya Turizm Günü, 27 Eylül 1980‘den beri her sene
belirli bir konsept dâhilinde, önceden belirlenmiş bir slogan ile kutlanan bu
özel güne, 1997′de Ülkemiz ev sahipliği yapmıştır.
Türkiye’nin ardından artık her yıl başka bir ülkenin ev sahipliğinde kutlamalar
devam etmektedir.
Dünya Turizm
Örgütü’nün web sayfasından aldığımız bilgiye göre 27 Eylül
2013 Dünya Turizm Günü’nde bu yılın temasının “Su ve Turizm” olarak
belirlendiğini ve su savaşlarından söz edilen dünyamızda ne kadar isabetli bir
temanın seçildiği ortaya çıkıyor.
Dünya Turizm Örgütü, ‘‘Turizm ve Su: Ortak Geleceğimizi Korumak’’ teması ile
birlikte turizm sektörünün lider rolünün altını çizmesiyle ve küresel su
kıtlığı ile yüzleşmemize olan katkısıyla en büyük uluslararası turizm etkinliği
2013 yılı DÜNYA TURİZM GÜNÜ kutlamaları Maldiv Adaları’nda gerçekleşecektir.
Suya
Bağlı Turizm için kullanılabilecek arz imkânlarından çok az sayıda değere sahip
ülkelerin bile başarı elde ettiklerini, su kaynaklarının zenginliği açısından
Ülkemizin, Termal Tesisleri, Deltaları, Kuş Cennetleri, Gölleri, Şelaleleri,
Kanyonları, Nehirleri, Denizleri gibi daha çoğaltılabileceğimiz kültür turizm
potansiyeli ile çok büyük bir şansa ve belki de dünyada en zengin kutlama alanı
olabilecek temalara sahiptir.
Dünya
Turizm Örgütü’nün verilerine göre dünyada seyahat eden turist sayısı 1 milyar
35 milyonu bulmuştur. Bir önceki yıldan 39 milyon kişi daha fazla seyahate
çıktı. Dünyanın en çok turist çeken bölgesi Avrupa olurken Ülkemizin de dahil
olduğu Orta ve Doğu Avrupa’da % 8 lik bir artış sağlandı. Diğer kıtalarda da
turist artışı sağlanırken sadece Orta Doğu’da son iki yılda % 12 lik düşüş
yaşandı. Görülüyor ki güvenlik sorunu olmayan bölgelerde turizm her yıl çıkış
trendini sürdürmektedir. Dünya
genelinde yaşanan tüm ekonomik, ekolojik, politik sorunlara karşın gelişimini
aralıksız sürdüren turizmin en büyük sermayesi doğal zenginlikler ve kültürel
mirastır.
Diğer
yönden Turizm sektörünün yapısal özellikleri, istihdam yaratma potansiyeli
açısından onu diğer sektörlerden farklılaştırmaktadır. Zira turizm sektöründe
makineleşme ve teknolojik yeniliklerin kullanım alanı oldukça sınırlıdır.
Turizmdeki istihdamın tüm sektörler arasındaki payı % 25’i bulmaktadır. Turizm sektörü en hızlı gelişme gösteren
sosyo-ekonomik özelliği olan bir sektördür. Zira turizmin geliştiği bir
ekonomide, bunun etkileri hem ekonomik hem de sosyal alanlarda kendini
hissettirmektedir. Gelişen turizm sektörü bir ülkenin ödemeler dengesinin
ayarlanmasında, gelir yaratılmasında dolayısıyla ülke döviz gelirinin
arttırılmasında, bağlantılı olduğu diğer birçok sektörün hareketlenmesinin
sağlanmasında (inşaat, yeme-içme, eğlence, taşımacılık vb) altyapı ve üstyapı
yatırımlarının arttırılmasında ve en önemlisi istihdam olanaklarının
yaratılarak işsizlik probleminin yükünün azaltılmasında önemli etkilere
sahiptir.
Dünya
turizmi, turizme katılanlar ve turizm gelirleri açısından her yıl artış
göstermektedir. Uluslararası turizm hareketlerinin gelişimi, turizm destinasyonları
arasında uluslararası rekabeti arttırmış ve bu gelişme, bir hizmet sektörü olan
turizmde, hizmet kalitesini ön plana çıkarmıştır.
Dünya turizmindeki Ülkemizin payına değinecek
olursak; Türkiye, gelen turist sıralamasında dünyada 6. Avrupa’da ise 4. sırada
yer almaktadır. Dünyadaki turizm hareketliliğindeki artış ivmesi ile
ülkemizdeki artış ivmesi kıyaslandığında çok açık olarak ülkemiz turizminin
adeta koşarak ilerlediği açıkça görülecektir.
2002 yılında Dünya Turist Sayısı 685 milyon, Ülkemize
Gelen Turist Sayısı 13,2 milyon iken bu sayı 2012 yılında dünyada 1 milyar 35
milyona, ülkemizde ise 32 milyona yükselmiştir. Dünya turizmindeki artış oranı
% 46 iken ülkemizdeki artış oranı %142 olarak gerçekleşmiştir.
Dünya Turizm Geliri 2002 yılında 501 milyar dolarken
2012 yılında 925 milyar dolara ulaşmıştır. Ülkemizde 2002 yılı Turizm Geliri
11,9 milyar dolar, 2012 geliri ise 29,5 milyar dolardır. Dünya geliri % 85
oranında artarken Türkiye de ise gelir artışı %147 olarak gerçekleşmiştir.
Tarihi ve doğal güzellikleri ile eşi benzeri olmayan
değerlere sahip ülkemizin bu potansiyelini koruması ve geliştirmesi için
gerekli her türlü donanıma sahibiz. 2002 yılında turizme hizmet eden turizm
işletme belgeli 396.148 yatak mevcutken bu rakam %75 lik artışla 2012 yılında
700,000 e ulaşmıştır.
2002 yılında
4 ve 5 yıldızlı tesis sayısı 419 iken 2012 yılında %136’ lık oranla 990 a ulaşmıştır. Özellikle 4
ve 5 yıldızlı tesislerdeki yatak sayılarının artışı kaliteye yöneldiğimizin bir
göstergesidir.
Ayrıca Ülkemizde 2012 yılı sonu itibarı ile 6.877
adet Seyahat Acentesi, 13.628 Turist Rehberi, buna ek olarak 267.900 yatırımda
olan yatak kapasitemiz mevcuttur. Dünya
üzerinde kaliteli turizm elemanı eğitimi ile sektörde en iyi hizmet en yeni ve
konforlu konaklama tesisleri ülkemizde bulunmaktadır. Etkin tanıtım
çalışmalarının gelen turist sayısına ve artan gelirimize olan katkısı tabii ki
yadsınamaz.
2002 yılında 44 milyon TL harcanan tanıtım çalışmalarına
2012 yılında 153 milyon TL harcanmıştır. 2002 yılında 100 fuara iştirak eden
ülkemiz 2012 yılında 153 tanıtım fuarına katılmıştır. 2002 yılında 127 Mavi Bayraklı
Plaja sahip olan ülkemiz 2012 yılında bu sayıyı 330 a çıkararak Dünya 4. sü olmuştur. Dolayısıyla muhteşem doğası ve tarihi ile
desteklenmiş en kaliteli tesis, en iyi hizmet ve en iyi fiyat garantisi sunan Ülkemizde her geçen gün kendini
yenileyen ve gelişen sektörlerden biri olan turizm sektörü, kendisine katma
değer kazandıran şirket ve kuruluşlarla birlikte gelişmesini sürdürmektedir.
Denizli
yılda yaklaşık 3 milyondan fazla turistin ziyaret ettiği ülkemizin önemli
destinasyonlarından birisidir. Özellikle termal turizme yapılan yatırımlarla bu
sayı önümüzdeki 10 yıl içinde en az iki katına çıkacaktır. Halen Denizli’de 6.272
Turizm İşletme Belgeli, 6.949 Belediye Belgeli ve 5.157 Pansiyon olmak üzere
toplam turizme hizmet veren 18.378 yatak bulunmaktadır. Bu kapasite ile Denizli
yıllık 4 milyon turist ağırlayacak donanıma sahiptir.
Bunun
yanı sıra Denizli’de Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan Belgeli 16 adet tesiste 4.000
yatak daha yatırım aşamasındadır.
Denizli’de
turizme yapılan yatırımlar 1000 e yakın tescilli kültür varlıklarımızın gelecek
kuşaklara aktarılması çalışmaları ile de desteklenmektedir. Pamukkale
(Hierapolis), Laodikya, Tripolis, Beycesultan, Kale Tabea Antik Kentlerinde
kazı çalışmaları devam etmektedir. Kültür Turizmi, Spor Turizmi, Doğa Turizmi
özellikle de Termal Turizme yapılan yatırımlar sayesinde yılın 12 ayına yayılan
aktiviteler eşliğinde Denizli turizmin parlayan yıldızıdır.
Turizmi
aktif yaşayan, bu sektörü yol edinmiş tüm turizmcilerin 34. Dünya Turizm Günü’nü
kutlayarak Dünyada barış dolu günler temennisiyle turizm pastasından Ülkemiz ve
İlimiz turizminin hak ettiği payı almasını dilerim…
Mehmet KORKMAZ
Denizli İl Kültür ve Turizm Müdürü
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder