8 Ekim 2023 Pazar

10.3.2015 Pamkkale Balon Turizmi

Denizli'nin turizm ilçesi Pamukkale'de, rüzgar nedeniyle tarlaya iniş sırasında sürüklenerek devrilen Türk Hava Kurumu'na ait balonda yaralanan 12 Güney Koreli turisti, Vali Şükrü Kocatepe ile İl Kültür ve Turizm Müdürü Mehmet Korkmaz hastanede ziyaret etti.

Tripolis’te Çıkan Antik Mezar Bilim Dünyasına Işık Tutacak

Buldan’ın Yenicekent Mahallesi’nde halen kazı çalışmaların devam ettiği Tripolis Antik Kenti yakınlarında bir vatandaş tarafından tesadüf eseri bulunan antik mezar görenleri şaşırtıyor. Günümüzden 1900 yıl öncesine ait olduğu tahmin edilen ve içinde iki insana ait iskeletin de bulunduğu mezar bilim dünyasına geçmişten günümüze ışık tutacak verileri barındırıyor. Valimiz Şükrü Kocatepe, antik mezarın bulunmasının ardından hemen Yenicekent’e giderek yetkililerden bilgi aldı. Beraberinde İl Jandarma Komutan Vekili Albay Mürşit Kuyumcu ve İl Kültür ve Turizm Müdürü Mehmet Korkmaz ile birlikte Buldan’ın Yenicekent Mahallesine giden Valimiz Şükrü Kocatepe burada Buldan Kaymakamı Hacı Uzkuç ve Tripolis Kazı Heyeti Başkanı Doç. Dr. Bahadır Duman tarafından karşılandı. Burada Valimiz Şükrü Kocatepe’ye bulunan eser hakkında bilgi veren Tripolis Antik Kenti Kazı Heyeti Başkanı Doç. Dr. Bahadır Duman, özel bir şirkete ait kum ocağında yapılan kazı sırasında antik mezarın üst kapağının kepçeye takıldığını ve buradaki yetkililerin duyarlı davranarak kendilerine konuyu ilettiklerini söyledi. Hemen bölgeye geçerek antik mezarı gün ışığına çıkardıklarını söyleyen Doç. Dr. Duman, “Mermer Lahit Mezar, orta gözenekli gri-beyaz damarlı mermerden yapılmış olup, 182 m. kodunda bulundu. Lahit Mezarın tekne uzunluğu 2 m, genişliği 0.90 m, yüksekliği 0.82 m, tekne derinliği 0.64 m. Lahit mezarın kapak uzunluğu 2 m, genişliği 0.90 m, yüksekliği ise 0.40 m. Lahit teknesinin 2 kısa kenarı ve 1 uzun kenarı üzerinde kabartma figürler yer almaktadır. İki kısa cephesinin bir yüzünde Psykhe ve Eros betimlenirken diğer kısa yüzde ise Ganymedes ve Kharon betimlenmiştir. Figürlü olan uzun yüzde ise sırasıyla Hermes, Narkissos, Heroik pozda mezar sahibi, Herakles ve Thanatos yüksek kabartma şeklinde betimlenmiştir. Diğer uzun kenarı ise kaba yonulu bırakılmış olup herhangi bir figür bulunmamaktadır. 60 cm. yüksekliğindeki figürler burgu yivli sütunlar arasında kemer içerisinde betimlenmiştir” dedi. Lahit üzerindeki betimlemelerin göz önüne alındığında Antik Mezarın MS. 2-3. yy.lara ait olabileceğini düşündüklerini söyleyen Doç. Dr. Bahadır Duman, mezarın içinde iki insana ait iskelet bulunduğunu açıkladı. İskeletlerin iyi korunduğuna dikkat çeken Duman, mezarın ve kemiklerin geçmiş ile ilgili kendilerine önemli bilgi sunacağını belirtti. İskeletlerin bir erkek ve bayana ait olduğunu söyleyen Doç. Dr. Duman, bu kişilerin geçmişte karı-koca olduklarını tahmin ettiklerini söyledi. İskeletler üzerinde yaptıkları incelemede 1.65 boylarında ve 60 kilo civarında olduklarını söyleyen Duman, o dönemde salgın hastalık yaygın olduğu için kişilerin bu nedenle ölmüş olabileceklerini kaydetti. Antik Mezarın önündeki ve etrafındaki figürlerin anlamlarını anlatan Doç. Dr. Bahadır Duman, “Hermes, öbür dünyaya taşıyan yol gösteren tanrıdır, yanındaki Narkissos antik dönemde güzelliği ile ünlü bir ölümlüdür, aynı zamanda yakışıklıdır da. Bu da bize mezarın içinde yatan kişinin oldukça yakışıklı biri olduğunu gösteriyor. Narkissos o kadar güzeldir ki kendi güzelliğini bir nehir kenarında dolanırken ırmağa bakıp öyle fark eder ve kendi kendine aşık olur. Hemen yanındaki Herakles dünyanın en önemli kahramanıdır. Bir sürü işi vardır, bir sürü zor işi becerir, onun içinde güçlü ve kuvvetlidir. Bu figürden yola çıkarak ölen kişinin de bir o kadar kuvvetli ve önemli bir savaşçı olduğu belirtiliyor. Yanındaki de Thanatos dediğimiz, yeraltı bekçilerinden bir tanesi ve ölümü temsil eder. Elindeki o meşale karanlık dünyayı temsil eder. Yanındaki figür ise antik dönemde içki sunan kişiyi temsil ediyor yani ona içki sunar. Çok yakışıklı genç bir erkektir. Elinde kartalı ve kıvrık sopası ile betimlenir. Yanındaki kayıkçı Kharon ise kayığı ile ölenleri yaşayanların dünyasından ölüler dünyasına taşır. O yüzden biz cesetlerin yanında sürekli sikke buluruz ve bu sikkeleri Sitings Nehrinden geçerken bu kayıkçıya verirsiniz ve sizi karşı dünyayı taşır. Eğer taşımazsa arafta yani arada kalırsınız. Diğer taraftaki Eros ile Küshke ise aşkı temsil eder. Çünkü içeride iki kişi yatıyor muhtemelen o kahraman kendisi yanındaki de karısı” dedi. Valimiz Şükrü Kocatepe ise, Denizli’nin geçmişte birçok medeniyete ev sahipliği yaptığını, kültürel olarak önemli değerlerin kente ayrı bir zenginlik kattığını söyledi. Şehrin her köşesinin ayrı bir tarihi geçmişe sahip olduğunu söyleyen Valimiz Şükrü Kocatepe, Hierapolis ve Laodikya Antik Kentlerinin yanı sıra Tripolis Antik Kentinin de önemli bir kültür merkezi olduğunu söyledi. Bulunan eserin önemine değinen Valimiz Şükrü Kocatepe, eserin geçmiş ile ilgili önemli bilgileri bilim dünyasına sunacağına inandığını sözlerine ekledi.

· 40. TURİZM HAFTASINDA DENİZLİ

İL KÜLTÜR VE TURİZM MÜDÜRÜ MEHMET KORKMAZ'IN 40.TURİZM HAFTASI MESAJI. Ülkemizdeilk “Turizm haftası” etkinlikleri 1976 yılında Mart ayının ikinci Pazartesi günü kutlanmaya başlamıştır. 1983 yılından itibaren havaların soğuk olması ve turizm sezonunun açılışı nedeniyle 15-22 Nisan tarihleri arasında haftanın kutlanmasına karar verilmiştir. Ancak; önceleri turizm sezonunun açılışı olarak kutlanılan turizm haftası, 2000’li yıllardan itibaren anlamını da değiştirerek, turizmin bütün bir yıla yaygınlaştırılması, toplumda turizm bilincinin geliştirilmesi, iç turizmin canlandırılması ve halkın turizm hareketlerine katılımının sağlanması amacıyla, her yıl 15 nisan-22 nisan tarihleri arasında kutlanan “Turizm Haftası” nın bu yıl 40.sını kutluyoruz. Medeniyetlerin, tarihin ve kültür kardeşliğinin evi olan Türkiye, turizmde “mevsim ve zaman” kavramını değiştiren çeşitliliği ile dünya destinasyonlarının başında geliyor. Ülkemiz gelişimi için büyük önem arz eden turizm, döviz ve istihdam yaratan, ekonomik katkı sağlayan, insanların dinlenme ihtiyacını karşılayan, farklı kültürleri bir araya getirerek bugün küresel olarak en fazla ihtiyaç duyduğumuz barış ve huzur ortamına hizmet eden, dünyanın en hızlı gelişen sektörlerin başında yer almaktadır. 40. turizmhaftasını kutladığımız ülkemiz turizm verilerine baktığımızda;1976 yılında 1 milyon 500 bin olan turist sayısının, 2015 yılında 36 milyona ulaştığını, turizm gelirinin ise 1976 yılında 181 milyon dolardan 2015 yılında 32 milyar dolara yükseldiğini görmekteyiz. Diğer taraftan turizmde sahip olduğumuz potansiyelin doğru kullanımı ve turizmimizin çeşitlendirilmesi, Kültür ve Turizm Bakanlığımız ve turizm sektörünün başarılı çalışmaları ile Türkiye, bugün dünya turizm sektöründe şampiyonlar ligindedir. 2002 yılında 13.256 000 turist sayısı ile 17.sırada iken 2015 yılında 36 milyon turist sayısı ile dünya seyahat pazarının en büyük 6. Ülkesi konumuna gelmiştir. Türk Turizminin bu başarısı; akılcı turizm politikalarıyla, sektör dinamizmiyle, misafirperver Anadolu insanıyla, eşsiz güzelliklere sahip coğrafyamızla ve ülkeye hakim istikrar ve iklimin oluşturduğu bereketle açıklanabilir. Ege Bölgemizin 2. büyük kenti olan Denizli, coğrafi konumu, iklimi, doğal ve turistik yönden önemli özelliklere sahip eşsiz bir yerleşim ve uygarlık merkezidir. Büyükşehir Denizli sahip olduğu kültür turizm değerleri sayesinde Ülkemizin önde gelen destinasyon illerinin başında yer almaktadır. Denizli Turizmi, yapılan çalışmalar ve yatırımlarla ülke turizmi içindeki payını ve önemini giderek arttırmaktadır. 236 adet konaklama tesisi, 18.538 yatak kapasitesi, 34 adet seyahat acentası ile iç ve dış turizm piyasasına sunulması ve turizm sezonunun 12 aya yayılıp bir “Turizm Kenti” haline getirilmesi için Kültür ve Turizm Bakanlığımız, Valiliğimiz, Büyükşehir ve İlçe Beledilerimiz önderliğinde turizmi çeşitlendirme çalışmaları devam etmektedir. Bu kapsamda; İlimizde bulunan 19 adet antik kentte 6’sında 2015 yılı kazı ve restorayon çalışmaları yapılmış, buraların gün yüzüne çıkarılması ve turizme kazandırılması büyük önem arz etmektedir. Bu çalışmalar bütün Türkiye’yi örnek teşkil edecek şekilde 12 ay boyunca kazılara ara vermeden devam etmektedir. -Denizli’nin alternatif turizm kaynaklarından daha fazla yararlanması için Denizli Büyükşehir Belediyesi, Pamukkale’den sonra Denizli’nin ikinci beyaz cenneti olma yolunda hızla ilerleyen Batı Anadolu Bölgesi’ nin en büyük kayak merkezi olabilecek kapasitedeki Bozdağ Kayak Merkezini 2014 yılında hizmete açmış ve çalışmalar devam etmektedir. - 17 Ekim 2015 tarihinde Denizli Büyükşehir Belediyesi tarafından hizmete açılan Denizli Teleferik ve Bağbaşı Yaylası ile bölge ve İlimiz turizmine hareket ve canlıklık getirmiştir. 2002 yılında Denizli’ nin yatak sayısı 11 bin 800 iken % 57 artarak 2015 yılında 18 bin 538 olmuştur. 2002 yılında Denizli’yi ziyaret eden turist sayısı 1 milyon 800 bin kişi iken % 45 artarak 2015 yılında 2 milyon 590 bin kişi olmuştur. 2002 yılında Pamukkale Örenyeri’ni ziyaret eden turist sayısı 1 milyon 150 bin kişi iken 2015 yılında % 49 artışla 1 milyon 710 bin kişi olmuştur. Cumhuriyetimizin 100. Kuruluş yıl dönümü olan 2023 yılı Türkiye Turizm Hedeflerine göre; Türk turizmi çeşitlendirilerek, ülke geneline ve 12 aya yayılarak öncü sektör konumuna ulaştırılacak, dünyada 50 milyon turist sayısı ve 50 milyar dolar turizm geliri ile ilk 5’e girerek Uluslarası marka haline getirilecektir. Büyükşehir Denizli’nin turizmdeki hedefi ise; - Ülkemize gelen her beş turistten en az birinin ziyaret ettiği, - Bir geceyle sınırlı olan konaklamanın en az bir haftaya ulaştığı, - Yılın 12 ayı turizmden pay alabilen ve dünya çapında tanınan, - Termal su ve sağlık şehri olarak adından bahsettiren, - Turizmde markalaşan bir “Turizm Kenti” olmasıdır. 2016 yılı turizm sezonunun İlimiz ve ülkemiz adına verimli geçmesini diler, saygılar sunarım.
14 Nisan 2016, 16:50 Mehmet KORKMAZ İL KÜLTÜR VE TURİZM MÜDÜRÜ

18 Haziran 2023 Pazar

Kültür ve Tabiat Varlıkları Zengini Turizm Kenti Denizli:

 








Kültür ve Tabiat Varlıkları Zengini Turizm Kenti Denizli:

Ege Bölgemizin 2. büyük kenti olan ve ahenkli, uzun, güzel ötüşü ve rengiyle diğer türlerinden farklı, kentin sembolü dünyaca ünlü Denizli Horozu ile İlimiz, coğrafi konumu, iklimi, doğal ve turistik yönden önemli özelliklere sahip ekonomik faktörleriyle, antik dönemde bir geçiş ve kavşak noktası; ticaret ve haberleşme merkezi iken günümüzde de aynı özelliğini koruyan nadir illerden biridir. Tekstil, ticaret, sanayi ve tarım sektörlerindeki hamlelerin yanında son yıllarda özellikle doğa harikası Pamukkale ve diğer kültür-turizm değerleri ve 12’ye yakın turizm çeşitliliği sayesinde turizm sektöründe Ülkemizin önde gelen destinasyon illerinin başında gelen Denizli, yılda 2,5 milyon yerli ve yabancı turisti ağırlamaktadır. UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde bulunan Pamukkale’si, Laodikya’sı, Akhan Kervansarayı, UNESCO tarafından Yaşayan İnsan Hazinesi seçilen Hayri DEV’i,  UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi’nde yer alan Denizli Zeybeği ve Yarenlik Geleneği gibi tüm bu tarihi, kültürel, doğal güzellikleri ve turizm potansiyeli ile Denizli, eşsiz bir yerleşim ve uygarlık merkezidir.

 Turizm faaliyetlerinin diğer sektörler üzerindeki etkisi dikkate alındığında bu potansiyelin Denizli ekonomisine katkısının yadsınamaz olduğu görülecektir. Fakat asıl olan bundan sonra katkının daha ne kadar süreceği ve nasıl arttırılması gerektiğidir.         

İlimiz, sahip olduğu turizm potansiyeli ile ülkemizin önemli destinasyonları içerisinde yer almakta olup, iç ve dış turizme on iki ay hizmet sunan ve en çok turist çeken iller sıralamasında ülkemizde Antalya, İstanbul, Muğla ve Edirne’den sonra 5. sırada yer almaktadır.

İlimizde; Turizm İşletme Belgeli 6.556 yataklı 26 tesis,  ayrıca Belediye Belgeli 6.825 yataklı 79 tesis ve 5.157 yataklı 129 Pansiyon ile ilimizde turizme hizmet sunan toplam 18.563 yataklı 234 tesis bulunmaktadır. Ayrıca Turizm Yatırım Belgeli 21 tesis toplam 2333 yatak kapasitesine sahiptir.  İlimiz sahip olduğu yatak kapasitesi itibarı ile yılda 4 milyon turisti ağırlayabilecek durumdadır.

 Denizli coğrafi konumu, termal su ve ikliminin uygunluğu nedeniyle ilk yerleşim izleri, günümüzden 1 Milyon 200 Bin yıl öncesine kadar dayanmakta olup, Denizli’nin tarihi Anadolu’nun tarihi kadar köklü ve renklidir.

Kalkolitik Çağ’dan başlayıp günümüze kadar kesintisiz bir yerleşime sahip olan ilimiz Hitit, Frigya, Lidya, İonya, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı gibi medeniyetleri sinesinde yaşatmış, 19 antik kent, 175 arkeolojik ve doğal sit, 440 sivil mimari örneği ve 219 adet Dini ve Kültürel yapı örneği vb gibi toplamda bin adet tescilli kültür varlığımız ile KÜLTÜR TURİZMİne hizmet etmektedir.


DENİZLİ TESCİLLİ KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARI

DURUMU

SAYISI

Antik Kentler

19

Höyükler

51

Nekropol Alanı

16

Kaya Mezarı

2

Tümülüsler Kaya Mezarları

27

Doğal Sit Alanları

14

Kentsel Sit

1

Mezarlık Siti

63

Askeri Yapılar

6

Doğal Anıt Ağaçlar

42

Dini Yapılar

109

Kültürel Yapılar

110

Endüstriyel Yapılar

5

Sivil Mimarlık Örnekleri

440

Arkeolojik Sit

80

Örenyeri

14

Kentsel Arkeoloji Sit

1

 

TOPLAM

 

1000

 

 

18 Eylül 2022 Pazar

Miryokefalon Savaşı


  #MyriokephalonZaferi

Miryokefalon Savaşı





Bizans’ın Anadolu’yu Türklerden geri alma umudunu tamamen yok eden Miryokefalon Savaşı, 1176 yılında Anadolu Selçuklu Devleti ile Bizans İmparatorluğu arasında yapılmıştır. Savaşta Bizans İmparatoru I. Manuel Komnenos ağır kayıplar vermiştir 

Miryokefalon Savaşı, Anadolu Selçuklu Devleti ile Bizans İmparatorluğu arasında gerçekleşmiştir.

Miryokefalon Savaşı, 17 Eylül 1176'da Miryokefalon Ovası'nda Anadolu Selçuklu ile Bizans arasında gerçekleşmiştir. Türkçe adlandırması, "Düzbel Savaşı" olarak kayıtlara geçmiştir. Anadolu Selçuklu Devleti’nin zaferi ile sona ermiştir. Malazgirt Meydan Muharebesi'nin ardından askeri dengenin korunduğu ve Anadolu'da Türk hâkimiyetinin kesin olarak kabul edildiği savaştır.

Miryokefalon Savaşı'nın Özeti;

Anadolu Selçuklu Sultanı ll. Kılıçarslan Anadolu’da rakipsiz bir güç hâline gelmişti. Bu durum imparator Manuel’i rahatsız etti. 1176'da Manuel; Fransız, Alman, İngiliz, Sırp, Macar, Gürcü, Kıpçak ve Peçenekler’in yer aldığı büyük bir ordu ile Anadolu’ya geçti. Güneye doğru inerek Balıkesir, Alaşehir, Laodikeia (Denizli) üzerinden Miryokefalon Kalesi’ne doğru ilerlemiştir.

Anadolu Selçuklu kuvvetleri, çok büyük gruplar hâlinde yolları tutuyor ve Bizans kuvvetlerine baskınlar düzenliyordu. Çıkan hastalıklar nedeniyle de pek çok Bizans askeri öldü. II. Kılıçarslan imparatora barış tekliflerinde bulundu. Fakat Manuel savaşmakta ısrar etmiştir.

Manuel ile bir anlaşmaya varılamayacağını düşünen ll. Kılıçarslan ordusunu Miryokefalon Kalesi’nin yakınlarındaki Tzibritze Geçidi’nin en dar yerine yerleştirmiştir. Geçide giren Bizans ordusu, yamaçlarda mevzilenmiş Türklerin ani saldırısı ile karşılaştı. Türk birlikleri geçidi kapattığından dolayı çıkış yolu bulamayan Bizans ordusu paniğe kapıldı. Savaşa katılan Manuel, muhafız kuvvetlerinin desteği sayesinde geriye doğru kaçarak kurtulabildi.

Devam eden saldırılar sonucunda Bizans ordusu tamamen imha edilmiştir. 17 Eylül 1176 tarihi Miryokefalon Zaferi olarak tarih sayfalarında yerini almıştır. 

İmparator Manuel savaş bölgesinden gizlice kaçmak istemiş fakat bir nöbetçinin kendisini hainlikle suçlamasının ardından bu fikrinden vazgeçmiştir. Anadolu Selçuklu Devleti, bu savaştan bol miktarda ganimet ve de sayısız miktarda esir ele geçirmiştir.

Manuel, Sultan Kılıç Arslan’a bir barış teklifinde bulunmuştur. ll. Kılıçarslan Sublaion ile Dorylaion kalelerinin yıkılması ve de 100.000 altın göndermesi şartıyla imparatorun teklifini kabul etmiştir. Kaynaklardan alınan bilgilere göre Bizans’ın savaş sonu tazminatı ödemeyi kabul ettiği de anlaşılmaktadır. 

Miryokefalon Savaşı'nın Önemi;

Bizans imparatoru, Miryokefalon Savaşı’nda Sultan ll. Kılıçarslan’ın büyük stratejisi sayesinde Anadolu Selçuklu Devleti’ne karşı çok ağır kayıplar verdi. Bizans’ın Anadolu’yu Türklerden geri alma ümidinin tamamen yok olduğu savaştır. Tarihe, Anadolu'nun kapısının Türklere ardına kadar açıldığı savaş olarak geçmiştir. Avrupalı tarihçiler savaşın ardından Anadolu'ya Türkiye demeye başlamıştır.

Miryokefalan Savaşı'nın Nedenleri ve Sonuçları

Miryokefalon Savaşı'nın nedenlerini şu şekilde sıralayabiliriz:


 - ll. Kılıçarslan'ın Anadolu'da siyasal birliği sağlaması ve iyice güçlenmesi.


 - Türkmenlerin Bizans topraklarına sürekli saldırılarda bulunması.


 - Bizans'ın Türkiye Selçuklularından Danişmentlilere ait olan bazı kaleleri ve de şehirleri istemesi.


 - Bizans'ın eski gücüne kavuşmak istemesi.


 - Bizans'ın Türkleri Anadolu'dan çıkarmaya çalışması ve Anadolu'ya hükmetmek istemesi.


Miryokefalon Savaşı'nın sonuçları ise şu şekilde açıklanabilir:


 - Türklerin Anadolu'dan atılamayacağı ve de Anadolu'nun bir Türk yurdu olduğu kesin olarak anlaşılmıştır.


 - Savaş, Bizans İmparatorluğu'nun son saldırısı ve Türklerin son savunmasıdır. Miryokefalon Savaşı'ndan sonra Türkler taarruza, Bizans ise savunmaya geçmiştir.


 - Miryokefalon zaferi sayesinde Türk-İslam dünyası üzerinde görülen Bizans baskısı da sona ermiştir.


 - Haçlı seferleri sayesinde Bizans'ın eline geçmiş olan Anadolu'daki siyasi üstünlük tekrar ve mütemadiyen Selçukluların eline geçmiştir.


 - İmparatorun çağrısı neticesinde 3. Haçlı Seferleri yapılmıştır. Miryokefalon Savaşı bir nevi 3. Haçlı Seferleri'nin yapılmasına zemin oluşturmuştur.


 - Kesin bir Türk yurdu olan Anadolu'da yeni siyasal birlik kurulmaya başlanmıştır.


Savaş Denizli Çivril  - Baklan bölgesinde yapılmıştır. 

Denizli yanında Afyon Sandıklı, Isparta Gelendost, Konya da Miryokefalon savaşının  kendi  topraklarında  olduğunu yapıldığını söylemektedir.  

Savaşın Denizli topraklarında olduğu PAU bilim adamlarınca kanıtlanmıştır. 

Denizli muhteşem bir tarihe sahiptir. 

D.Alkaya #Myriokephalon

Denizli Müzeler Günü Video