28 Mayıs 2019 Salı

KIRSAL TURİZM

KIRSAL TURİZM


Mehmet Korkmaz İl KÜL.Turizm Md.
KIRSAL TURİZM: günümüzde dünyanın pek çok ülkesinde uygulanan bir turizm türüdür. Kırsal turizmin bu denli yaygınlaşmasında; turizmde yeni arayışlar, turistlerin beklentilerindeki değişmeler, yeni yerlerin ve yerel kültürlerin keşfine duyulan ilginin artışı, kitle turizmine tepkiler rol oynadığı gibi, özellikle de kırsal turizmin kırsal kalkınmada bir araç olarak görülmesi, giderek daha fazla önem kazanmasını beraberinde getirmiştir.


Kırsal turizm yerel boyutta kadına istihdam sağlayarak, yerel ekonomileri canlandırarak ve göçü önleyerek sosyo-ekonomik kırsal kalkınmaya katkı vermektedir. Ayrıca, kırsal kültürün yok olmasını önlemekte, doğal çevrelerin korunmasına destek vermekte, diğer turizm türleriyle kolaylıkla bütünleşebilmekte, turizmin on iki ay yapılabilmesine fırsat tanımakta, küçük gruplarla yapılarak kitlesel turizme yol açmamaktadır. Kırsal turizmin bütün bu yararları göz önüne alındığında, Türkiye’de de planlı ve kontrollü biçimde mutlaka uygulanması gerektiği gözler önüne serilmektedir. özellikle Türkiye gibi bir ülkede yaşayan bizler, alternatif tatil çeşitlerinin hepsini bilmeli, yaşamımıza almalı, tanıtmalı ve yaymalıyız 4 tarafı denizlerle çevrili, dünyanın en güzel iklim kuşağında bulunan ve bu kuşağın birçok karakteristik özelliğini en iyi şekilde yansıtan, aynı anda 4 mevsimi yaşayabilen ve dünyanın en verimli topraklarını barındıran bir ülkemiz var!
Tarım ülkesi olan güzel ülkemizin nüfusunun büyük bir bölümü kırsal kesimde yaşamaktadır. Bu kırsal kesim arazileri yeterince verimli kullanılamamakta ve günümüzde bile kırsal kesimde işsizlik baş göstermekte dolayısıyla kente göçler yaşanmaktadır. Bu göçlerin önlenmesi köylülerimizin ekonomik durumlarını ve dolayısıyla yaşam şartlarının iyileştirmenin yolu kırsal turizm projelerinin yerel idarelerce hayata geçirilmesine bağlıdır.
Yerli ve yabancı turistlere öyle imkanlar olsun ki ailecek bir hafta sonu atlayıp örneğin Denizli Baklan ilçesine gitsinler, orada dağın eteğinde Dağal köyünde ovadaki Konak ve HADİM KÖYÜNDE, bir köy evinde kalsınlar 2 gün, sabah erkenden bir yürüyüşe çıksınlar dağa doğru, döndüklerinde ev sahibi Keziban teyze kahvaltıyı hazırlamış olsun, kahvaltıdaki yumurta yan komşunun kümesinden daha sabah alınmış olsun, süt alt sokaktaki Ayşe nenenin ineğinden taze sağılmış olsun bir gün önce akşamüstü, peynir Keziban teyzenin kendi imalatı olsun, ekmek tandırdan çıkarılsın sıcak sıcak. öğle uykusundan sonra bu insanlar Keziban teyzenin bahçesini çapalamasına yardım etsinler, odun kessinler mesela kış için, kışın tekrar geldiklerinde sobayı o odunlarla yakacaklarına dair söz alsınlar Keziban teyzeden. Akşamüstü köy kahvesinde bir çay içsinler, akşam yemeğini Özcan beyin otantik ve yerel küçücük Şahintepesi Lokantasında yöreye özgü zeytinyağlılarla doyursunlar karınlarını.Diğer tarafdan Kavaklar ve Beyelli Köylerinde kanaklayan turistlerse Büyük Menderesde rafting, olta balıkçılığı gibi vs spor turizmini gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşasınlar.

Ülkemizin önde gelen destinasyon İllerimizin başında yeralan,turizm potansiyeli bakımından 12 başlık altında özetlediğimiz Denizli'mizin turizm çeşitlerinden en önemlisi Kırsal Turizmdir















Görüntünün olası içeriği: bulut, gökyüzü, açık hava ve doğa

17 Mayıs 2019 Cuma

38.Cİ MÜZELER GÜNÜNDE HALA DENİZLİLERİN MÜZE HAYALİ DEVAM EDİYOR.

38.ci ” 18 Mayıs Müzeler Gününde”, geçmişle gelecek arasındaki bağ müzelerimiz !.
Geçmişle geleceği birbirine bağlayan uygarlığın belge ve kanıtı olan müzeler, kültürel mirasın sergilendiği ve geçmişi öğrenerek bugünü anlamamıza yardımcı olan ışık tutan önemli ve eşsiz mekanlardır.
Ayrıca müzeler, sadece kültür varlıklarının değil sanat ve zeka ürünlerinin de ortaya konduğu, bir ulusun kimliği olmanın yanında uygarlıkların düşüncelerin, inançların, davranışların, yaşam tarzlarının da ortaya çıkarıldığı ve bu mirasın geleceğe taşınmasında önemli rol üstlenmişlerdir.
Geleceğimizi görebilmemiz için geçmişimizi bilmemiz ve geçmişimizi öğrenebilmemiz için de müzelerimizi ziyaret etmemiz gerekir. Ülkemiz, dünyada eşine ender düzeyde rastlanılan zengin bir kültür hazinesine sahiptir. Binlerce yıllık uygarlıkları sinesinde yaşatarak, birbirinden değerli eserlerine sahip olan ülkemizde müzelerimiz adeta birer bilim ve eğitim merkezleridir.
Tarihin en erken dönemlerinden bugüne kadar Anadolu’da yeşermiş çok sayıdaki uygarlığın eşsiz ayak izlerine rastlayabileceğimiz müzelerimiz dünyadaki diğer tüm müzeleri kıskandıracak bir zenginliğe sahiptir.
Tarihi eserlerimizi bir rant kapısı olarak algılayıp onlardan maddi bir çıkar gözetenlere karşı halkımızın duyarlı olması büyük önem arz etmektedir. 
DENİZLİLERİN 50 YILLIK MÜZE HAYALİ DEVAM EDİYOR.
Denizli antik dönemlerden bu yana önemli yerleşim birimlerinin bulunduğu, değişik kültürlerin iç içe olduğu antik yolların kesişme noktası üzerindedir. Dolayısıyla pek çok eski yerleşim kalıntılarına rastlanmaktadır. Antik yerleşim yerleri başta Hierapolis olmak üzere, Laodikya, Tripolis ve Colossae Antik Kentleri çok sayıda turist tarafından ziyaret edilmektedir.
Pamukkale’ de aslı hamam olan tarihi binada eserler sergilenmektedir. Hierapolis Arkeoloji Müzesi’nde yer alan eserler çoğunlukla 1957 yılından beri devam eden Hierapolis kazısından çıkan eserlerdir. Ancak, gerek Hierapolis (Pamukkale), Laodikeia, Tripolis, Tabae, Beycesultan ve diğer kazılar sonucunda çıkarılan eserler teşhir edilememekte veya teşhirde yetersiz kalınmaktadır.
Depolarda teşhir edilemeyen 30.000 adet sikke, 8.500 adet arkeolojik eser ve 500 adet etnoğrafik eser olmak üzere toplam 39.000 adet den fazla eser mevcut olup her geçen gün bu sayı artmaktadır.
İlimizde, 19 adet antik kent, 17 adet örenyeri, 45 adet höyük, 23 adet arkeolojik sit-koruma alanı,27 adet anıt ağaç, 18 doğal sit,155 adet nekropol-mezarlık siti, 29 adet tümülüs kaya mezarı, 650 adet sivil mimarlık yapıları ile diğer kültür varlıkları ile toplam 1000’e yakın tescilli taşınmaz kültür ve tabiat varlığı bulunmaktadır.
İlimizde 4 Şubat 1989 yılında açılan, kent merkezinde 1143 adet etnografik eserin bulunduğu Atatürk ve Etnografya Müzesi; Pamukkale Örenyerinde 5824 adet arkeolojik eserin ve 20.613 sikkenin bulunduğu Pamukkale Hierapolis Arkeoloji Müzesi bulunmaktadır.






Ancak ilimizin çağdaş anlamda toplantı ve sanatsal faaliyetlerin yapılabildiği, önemli kazı ve arkeolojik eserlerin sergilenebildiği Kazı Müzesi, Arkeoloji Müzesi, Kent Müzesi ve arşivi yapılabilmesi için bir İl Müzesine ihtiyacı vardır. 50 yıldır bir türlü bitmeyen Denizli İL MÜZESİ projesi çalışmalarının bir an önce bitirilip Denizli Müzesine kavuşturulmalıdır. Bu Müze ihtiyacın karşılanmasıyla il merkezine gelen turist sayısının artması ve müzelerin tarihin arşivi, tarihin laboratuarı ve kütüphanesi olması anlayışında ilimizin de en büyük payı alması da gerçekleşmiş olacaktır.
38. Müzeler Günü vesilesiyle İl Müzesi’nin Denizli’mize acilen kazandırılması dileklerimle, 18 Mayıs Müzeler Günü”nü kutluyor, eserlerin gün yüzüne çıkarılmasında ve tarihe ayna tutulmasında, başta Üniversitelerimizin değerli hocaları ve arkeologlar olmak üzere eserlerin korunmasında fedakarca çalışan tüm müze çalışanlarına teşekkür ediyorum.
Mehmet KORKMAZ Önceki İl Kültür ve Turizm Müdürü.

Denizli Müzeler Günü Video