https://youtu.be/WRkGAwEIKGQ
Tarihçe
İlçe, tarım ve hayvancılığa elverişli arazi yapısı ile eski çağlardan itibaren yerleşime açık bir yöre olmuştur. Osmanlı Padişahlarından lll. Ahmet kızı Mihrişah Sultan a, Beyağaç ve havalisini çeyiz hediyesi olarak vermiş; buranın geliri ise Mihrişah Sultan tarafından Medine'ye vakfedilmiştir. Burası Osmanlılar döneminde ve Cumhuriyetin ilk yıllarında Sazak köyüne bağlı mahalle iken, yakınına Sarıyer adı altında bir köy kurulmuş; daha sonra Sarıyer ile Eskere köyleri birleşerek Beyağaç adını almıştır. 6 Haziran 1972 tarihinde Belediye olarak teşkilatlanmış olan Beyağaç, 20.05.1990 tarihinde ve 3644 sayılı kanun gereğince ilçe olmuştur. 05.08.1991 tarihinde Kale ilçesinden ayrılıp fiilen ilçe olarak faaliyete geçmiştir.
Coğrafik Durum
Beyağaç ilçesi, il merkezine 94 km uzaklıkta olup, ilin güneyinde yer almaktadır. Doğusunda Acıpayam ve Çameli, batısında Kale, kuzeyinde Tavas ve güneyinde Muğla ile Köyceğiz ilçeleriyle çevrili olan Beyağaç ilçesi, Eskere ovası namıyla verimli bir ova üzerinde kurulmuş olup, ilçenin rakımı 650 m, yüzölçümü 436 km² dir. Bu ovanın içinden geçerek Muğla sınırlarına ulaşan Akçay, ilçedeki tek akarsudur.
NÜFUS
İl/İlçe | 2017 Nüfusu | 2018 Nüfusu | Yıllık Nüfus Artış Hızı 2017 (‰) | Yıllık Nüfus Artış Hızı 2018 (‰) |
| ||||
Beyağaç | 6.549 | 6.903 | -0.94 | 5.41 |
|
Ekonomik Durum
İlçe ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır. En önemli geçim kaynağı tütün üreticiliği oluşturmaktadır. Tütünün yanında buğday, arpa, mısır ve karpuz yetiştirilmektedir.
İlçede Uzunoluk Köyü sınırları içerisinde bulunan ve bir maden şirketi tarafından işletilen krom işletmesi ve Orman Ürünleri Sanayii dalında faaliyet gösteren kereste ve doğrama işletmesi bulunmaktadır. İlçede yapımı tamamlanmış olan 5 milyon m³ su kapasiteli Eşenler sulama göleti bulunmaktadır. Beyağaç ovasını sulamaya yönelik kanallarının yapımı tamamlandığında, ilçede kuru tarım yerini sulu tarıma bırakacaktır.
Sosyal Durum
Beyağaç ve çevresinde "Yörük kültürü" olarak da adlandırılabilecek "Toroslar göçebe kültürü" öne çıkmaktadır. Yaşam tarzı, örf-adet ve gelenekler bu görüşü desteklemektedir. Beyağaç ve çevresi hem kültürel hem de coğrafik olarak geçiş bölgesidir.Bu bölgenin kendine has en önemli etkinliği "EREN GÜNÜ KUTLAMALARI"dır. Bununla ilgili ayrıntılı bilgiyi "etkinlikler" bölümümüzde bulabilirsiniz.Bir de çiçekbaba ile ilgili ilginç bir inanış vardır: Çiçeklerin babası veya çiçek gibi baba yahut bu isimli bir bilgenin mekanı... Kim bilir!... Rivayetler, efsaneler, hikayeler o kadar çok ki hangisi doğru hangisi yanlış onu söylemek bile cesaret işi... Kimilerine göre ermişler, evliyalar yurdu; kimilerine göre dertlere deva, hastalara şifa dağıtılan yer; kimilerine göre tanrıların etrafı gözlediği yer … vb. Hepsi bir inanıştır saygı duymak gerekir.
EŞENLER GÖLETİ
Beyağaç merkezine 8 km uzaklıkta, İlçe'nin doğusunda Bozdağ'ın güneyinde Eşenler mevkiinde bulunmaktadır. Etrafı çam ormanlarıyla kaplı günübirlik piknik alanı ve çadırlı kamp için çok uygun güzel bir doğal bölgedir.
KARAGÖL
15 hektarlık alanda, “Çiçekbaba” ve “Armıtcık” zirveleri arasında “Gökçay “ vadisinin kuzeyindeki bölgesindedir. İlçeye l6 km mesafede, rakımı l334 olup çok güzel ve gizemli bir görünümü vardır. Düzlüğün ortasında bir kaynağa sahip olup yağmur sularından beslenir. Temmuz ayında tamamen suyu kaybolur. Ekim ayından itibaren tekrar su tutmaya başlar. Etrafında yaşlı karaçam ağaçları bulunur. Bu ağaçlar yakın zamana kadar çobanların ve sonra yerleşik hayata geçen insanların evleri olmuş; halen “Angıt” kuşlarının barınakları, yörede beslenen hayvanların dinlenme mekânıdır.
TOPUKLU YAYLASI
İlçeye 20 km uzaklıkta 1 700 m rakımlı 5 hektar büyüklükte bir yayla olup heybetli ağaçları, havası, soğuk ve kaliteli içme suyu kaynakları ile meşhurdur.
ANIT KARAÇAM ORMANLARI
İlçeye uzaklığı 27 km olup korunmaya ve geleceğe aktarılması ihtiyacı olan ender doğal değerlerdendir. 1700 ve 2000 rakımlar arasında, Çiçekbaba zirvesinin kuzey yamaçlarında doğu-batı yönünde yayılış gösteren ortalama yaşları 750 -1200- 1300 ve üzeri olan yaşlı Karaçam ağaçlarının “ORMAN” oluşturduğu bir bölgedir. Bu bölgenin 79 hektarlık kısmı “Kartalgölü Tabiatı Koruma alanı” olarak korumaya alınmıştır. 1995 yılında ise bu alanı da kapsayan “Çiçekbaba” zirvesi ve çevresinin 1309 hektarlık kısmı Kültür ve turizm Bakanlığı İzmir II nolu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından I. DERECE DOĞAL ve ARKEOLOJİK SİT ALANI ilan ilmiştir.
KARTAL GÖLÜ
Yaklaşık 1 hektarlık alanda, 1903 m rakımlı, etrafı dik kızıl kayalıklarla çevrilidir. Az sayıda “Anıt Karaçam” ağacı bulunmaktadır. Çiçekbaba zirvesinden kuzeydoğu yönüne giden yaklaşık 1,5 km uzunluğunda, 100 ila 300 m genişliğe kadar ulaşan vadinin orta bölümlerinde yer alan tahminen buzul çağında oluşmuş bir krater gölüdür. Yüksek bir bölge olması çevredeki ağaçlar ve kayalıklarda “Kartal”ların yaşaması, burada yuva yapıp yavrulamaları nedeniyle göl “Kartal Gölü” adını almıştır. Bölge “Anıt Ormanlar-Kartal Gölü” olarak isim yapmıştır. Haziran ayı ortalarından sonra günübirlik piknik alanı ve Çadırlı kamp için yerli ve yabancılar tarafından kullanılır. Konumu gereği çok ilginç görünüm sunar. Özellikle çimleri ve çevresindeki bitki varlığı çok değerlidir.
ÇİÇEKBABA ZİRVESİ
Kimilerine göre ermişler, evliyalar yurdu; kimilerine göre dertlere deva, hastalara şifa dağıtılan yer; kimilerine göre Tanrıların etrafı gözlediği mekandır. Çiçeklerin babası, veya çiçek gibi baba yahut bu isimli bir bilgenin mekanı. Burası efsanelerin harman olduğu yerdir aslında. Bir yanı Ege, diğer yanı Akdeniz arkası ise iç egenin yüksek dağlarıdır. En somut olanı eşsiz zengin bitki varlığı sebebiyle özellikle yabancı bilim adamlarının ayrılamadığı inceleme araştırma bölgesidir.
Boyalı dere: Kendi adı ile anılan ağaçların orman oluşturduğu, gökyüzüne ulaşmak içim karaçam ağaçlarıyla boya ağaçlarının yarıştığı ilginç bir vadidir. Kartal gölünden akan kar suları ve vadiden çıkan kaynak sularıyla beslenir, soğuk suyu ile tanınır.
Gökçay: Ilıca deresi ve Boyalı derenin sularının birleşerek oluşturduğu kısmen kanyonları ile dikkat çeken doğa parçasıdır.
Doğançay: Henüz yolun dahi girmediği doğal bir vadidir. Dağ keçilerinin doğal yaşam alanıdır. Sandal ağaçları ise ayrı bir değeridir. Yumaklı yaylası: Akdağ bölgeleri ve Bozdağ bölgeleri de vahşi doğası ile ayrı birer değerdir. Sazak köyündeki kale kalıntıları ve yol açımı sırasında tesadüfen bulunan dokuz ila on dört milyon yıllık olduğu söylenen “mamut, gergedan ve diğer hayvan fosilleri”, Kapız köyü üzerindeki dağlarda bulunan ilk çağlarda kullanıldığı söylenen mağaralar, Yeniçeşme köyü civarındaki diğer kale kalıntıları Beyağaç'tadır.