3 Eylül 2014 Çarşamba

UNESCO DÜNYA SOMUT KÜLTÜREL VE DOĞAL MİRAS LİSTESİ’ NDE DENİZLİ

UNESCO DÜNYA MİRAS LİSTESİ’ NDE DENİZLİ







Türkiye Dünya Miras Geçici Listesi   

  UNESCO Dünya Kültürel ve Doğal Mirasının Korunmasına Dair Sözleşme kapsamında Taraf Devletler, UNESCO Dünya Miras Listesi’ne kaydedilmesi uygun olan varlıklara ilişkin envanterlerini (geçici liste) UNESCO Dünya Miras Merkezi’ne iletmekle yükümlüdürler. UNESCO Dünya Miras Merkezi’nce yayınlanan bu listede yer alan varlıklara ilişkin hazırlanan adaylık dosyaları Dünya Miras Komitesi’ne sunulmaktadır. Geçici Listeler hazırlanırken varlıkların Dünya Miras Komitesi’nce belirlenen kriterleri karşılama durumları ile mimari, tarihi, estetik ve kültürel, ekonomik, sosyal, sembolik ve felsefi özellikleri de dikkate alınmaktadır.


İlk kez 1994 yılında UNESCO Dünya Miras Merkezi'ne iletilen Geçici Listemiz 2000, 2009, 2011, 2012, 2013, 2014, 2015, 2016, 2017, 2018, 2019 ve 2020 yıllarında güncellenmiş olup bu listede  3  karma  (kültürel/doğal),  3  doğal  ve  77  kültürel  olmak  üzere  toplam  83  adet  varlık bulunmaktadır.

Amacımız; bu evrensel kültürel ve doğal değerlerimizin dünyaya tanıtılması ve korunmaları için uluslararası kaynaklardan da yararlanılarak gelecek kuşaklara en iyi şekilde aktarılmasıdır.

UNESCO Dünya Miras Geçici Listemizde aşağıdaki varlıklarımız yer almakta olup; detaylı bilgilere UNESCO Dünya Miras Merkezi’nin resmi web sitesi olan http://whc.unesco.org/en/tentativelists/state=tr adresinden ulaşılabilmektedir.    


Kültürel olarak;
 
Karma olarak;
 
Ballıca Mağarası Doğa Parkı (Tokat) [2019]
Doğal olarak listede yer almaktadır.

Açıklama:
* : Anılan seri adaylık dosyasına 2020 yılında Çeşme Kalesi ile Güvercinada Kalesi ve Kuşadası Şehir Surları eklenmiştir.




Türkiye Dünya Kültürel Miras Listesi
Bütün insanlığın ortak mirası olarak kabul edilen evrensel değerlere sahip kültürel ve doğal varlıkları dünyaya tanıtmak, toplumda söz konusu evrensel mirasa sahip çıkacak bilinci oluşturmak ve çeşitli sebeplerle bozulan, yok olan kültürel ve doğal değerlerin yaşatılması için gerekli işbirliğini sağlamak amacıyla UNESCO’nun 17 Ekim – 21 Kasım 1972 tarihleri arasında Paris’te toplanan 17. Genel Konferansı kapsamında, 16 Kasım 1972 tarihinde “Dünya Kültürel ve Doğal Mirasının Korunmasına Dair Sözleşme” kabul edilmiştir. 14.04.1982 tarih ve 2658 sayılı Kanunla katılmamız uygun bulunan bu Sözleşme, 23.05.1982 tarih ve 8/4788 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla onaylanarak, 14.02.1983 tarih ve 17959 sayılı Resmî Gazete'de yayınlanmıştır.
 
Uluslararası önem taşıyan ve bu nedenle takdire ve korunmaya değer doğal oluşumlara, anıtlara ve sitlere “Dünya Mirası” statüsü tanınmaktadır. Sözleşmeyi kabul eden üye devletlerin UNESCO’ya başvurusuyla başlayan ve Uluslararası Anıtlar ve Sitler Konseyi (ICOMOS) ve Uluslararası Doğayı ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği (IUCN) uzmanlarının başvuruları değerlendirmesi sonunda tamamlanan bir işlem dizisinden sonra aday varlıklar Dünya Miras Komitesinin kararı doğrultusunda bu statüyü kazanmaktadır.
 
2019 yılı itibariyle Dünya genelinde UNESCO Dünya Miras Listesi’ne kayıtlı 1121 kültürel ve doğal varlık bulunmakta olup bunların 869 tanesi kültürel, 213 tanesi doğal, 39 tanesi ise karma (kültürel/doğal) varlıktır. Her yıl gerçekleşen Dünya Miras Komitesi toplantıları ile bu sayı artmaktadır. Detaylı bilgilere Dünya Miras Merkezi’nin resmi web sitesi olan http://whc.unesco.org/en/list adresinden ulaşılabilmektedir.
 
Ülkemizin, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nün sorumluluğu altında yürüttüğü çalışmalar neticesinde bugüne kadar UNESCO Dünya Miras Listesi’ne 18 adet varlığımızın alınması sağlanmıştır. Bu varlıklardan;

 



 HEM KÜLTÜREL, HEM DOĞAL MİRAS  ;
1             Göreme Milli Parkı ve Kapadokya (Nevşehir) [1985]



UNESCO’ nun hem kültürel, hem doğal miras listesindeki turizm cenneti….

           Pamukkale’yi İlk gördüğünüzde pamuğa ya da buluta benzetmeniz doğaldır. Yakınlaştığınızda ise şifalı termal suların sanatçı kimliğine bürünerek binlerce yıllık uğraşısı ile oluşturduğu travertenler ve bulutların üzerine kurulmuş gibi görünen Hierapolis Antik Kenti ile karşılaşırsınız. En az 10 bin yıllık bir yerleşkeye sahip bölgenin yazılı tarihi M.Ö. 190 olarak kayıtlıdır. Şehrin bu bölgeye kurulmasının sebebi de şifalı termal sudur.

        Pamukkale travertenlerinin uzaktan görünümü, binlerce metre yükseklikteki bulutların size yakınlaşması ya da bembeyaz kar kristallerinin kapladığı ışıldayan katmanlı tarlalar gibidir. Mesafe yakınlaştıkça bulutsu karların üstünden berrak suların aktığını görürsünüz. Teninizle hissettiğinizde ise bunun bambaşka bir doğa dokusu olduğunu ve benzersiz bir deneyim yaşadığınızı anlarsınız. Böylesi orijinal doğa güzelliği ile buluşmanızı sağlayan Pamukkale’nin travertenleri bu büyünün asıl sahibidir. Pamukkale termal kaynağı antik dönemlerden itibaren kullanılmaktadır. Yüzlerce yıldır insanlığa şifa sunmuştur.


 
 Doğanın düşsel mucizesi, termal kaynakların sunduğu şifayla binlerce yıl insanlığı kucaklamış; kristalleşmiş pamuk tarlalarını andıran travertenleri ile Türkiye’nin favori destinasyonu, Denizli turizmindeki baş aktör olan Pamukkale Örenyeri; bu 10 kriterden üçünü karşılamış olup, 09.12.1988 tarih ve 485 sıra numarası ile hem kültürel, hem doğal miras olarak UNESCO Dünya Miras Listesi’ne alınmıştır.


           

Açık hava müzesi ve yaşayan bir arkeoloji parkı Laodikya ……

Laodikya Antik Kenti, İlimiz merkezine 6 km mesafede, Pamukkale yolunun üzerinde yer alır. Verimli Lykos Ovası’ ndaki Hellenistik kent, M.Ö. 3. yy.ın ortalarında Seleukos Kralı II. Antiokhos tarafından karısı Laodike adına kurulmuştur. Önemli arkeolojik kalıntılara sahip kentte yerleşme bir Hellenistik dönem kuruluşu olmasına rağmen yapılan kazı çalışmaları, Erken Kalkolitik Dönem (Bakır Çağı, M.Ö. 5500)’ den M.S. 7. yy.a kadar kesintisiz yerleşimlerin varlığını ortaya koymuştur. Hellenistik, Roma İmparatorluk ve Erken Bizans Dönemleri Laodikya’ sı, uygarlık tarihinin ünik ve olağanüstü yapılarını bağrında yaşatmıştır. 

Laodikya, İncil’ de adı geçen Yedi Kilise’ den birine sahip olan Hristiyanlık Dünyası’ nın önemli bir “Kutsal Hac Merkezi” dir. Bu sayede günümüzde dünyanın dört bir tarafından gelen birçok farklı dini grup Laodikya’ da ayin düzenlemektedir.
 
 

         Bakanlar Kurulu Kararı ile 10 yıldır PAÜ Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Celal ŞİMŞEK başkanlığında geniş bir ekip tarafından kazı ve restorasyon çalışmaları sürdürülmektedir. 2008 yılından itibaren Denizli Belediyesi ve Kültür ve Turizm Bakanlığı arasında yapılan protokol sayesinde, Türkiye’ de bir ilk olarak 12 ay yapılan kazı ve restorasyon çalışmaları ile Laodikya, açık hava müzesi ve yaşayan bir arkeoloji parkına dönüştürülmüştür.

Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’ nün 7 Ocak 2013 tarih ve 3357 sayılı yazılarıyla, Laodikya Antik Kenti’ nin UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ ne alınmasına yönelik çalışmalar başlamış olup, bu çalışmalarda kullanılmak üzere Laodikya Antik Kenti ile ilgili bilgi, belge ve fotoğraflar İl Kültür ve Turizm Müdürlüğümüzün 13 Şubat 2013 tarih ve 665 sayılı yazısıyla Kültür ve Turizm Bakanlığı’ na iletilmiştir.   

* UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ ne Türkiye’den 52 yer aday olmuş,
 2 karma (kültürel/doğal) 1 doğal ve 49 kültürel olmak üzere toplam 52 adet varlık bulunmaktadır. Bu yerlerden İlimizde bulunan, Anadolu dışında yer alan ve Dünya Kültür Mirasının en önemli sitlerinden biri olan Atina Akropolis’ inden daha çok ve büyük yapılara sahip olan Laodikya Antik Kenti, üç kriteri karşılamış olup, Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel  Müdürlüğü’ nün 20.05.2013 tarih ve 98106 sayılı yazılarıyla, 15 Nisan 2013 tarihinde kültürel miras olarak UNESCO Somut Kültürel Dünya Mirası Geçici Listesi’ ne alındığı bildirilmiştir.


     Ecdadımız Selçuklu  Eseri  Akhan Kervansarayı …

           Coğrafi konumu nedeniyle, eski çağlardan beri doğu ile batı arasında bir köprü işlevi gören Anadolu, İpek Yolunu en önemli kavşak noktalarından biri olmuştur. Orta Çağ’ da, İpek Yolları Çin’den başlayıp Orta Asya’da birden fazla güzergâhı izleyerek ve Anadolu’yu geçerek Trakya üzerinden Avrupa’ ya uzanmıştır. Ayrıca, Ege kıyılarında Efes ve Milet, Karadeniz’ de Trabzon ve Sinop, Akdeniz’ de Alanya ve Antalya gibi önemli limanları kullanarak deniz yolu ile de Avrupa’ya ulaşmıştır.

       Ülkemizde İpek Yolu: Kuzeyde: Trabzon, Gümüşhane, Erzurum, Sivas, Tokat, Amasya, Kastamonu, Adapazarı, İzmit, İstanbul, Edirne, İllerimizi, Güneyde: Mardin, Diyarbakır, Adıyaman, Malatya, Kahramanmaraş, Kayseri, Nevşehir, Aksaray, Konya, Isparta, Denizli, Antalya İl Merkezlerini izleyerek Ayrıca, Erzurum, Malatya, Kayseri, Ankara, Bilecik, Bursa, İznik, İzmit, İstanbul güzergahının da kullanıldığı bilinmektedir.





    
     Selçuklular, Anadolu’ daki ticari faaliyetleri canlı tutmak, güvenliği sağlamak amacıyla önlemler almışlar ve bu yollar üzerinde hanlar (kervansaraylar) inşa etmişlerdir.

    Anadolu Selçuklu Devleti’ nden kalma son eser olan Akhan Kervansarayı, Denizli ’nin kuzey doğusunda ve Afyon yolu güzergâhındadır. Akhan Kervansarayı, Selçuklu komutanı Kara Sungur tarafından 13.yy’ da yaptırılmıştır. Akhan Kervansarayı yapımında beyaz taşlar kullanıldığı için Akhan adını almıştır. Duvarları kesme taşlarla yapılmış ve halen ayaktadır.

    Bakanlığımız, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’ nün sorumluluğu altında yürüttüğü çalışmalar neticesinde UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ ne Türkiye’ den 37 yer aday olmuş, bu yerlerden İlimizde bulunan Selçuklu dönemi yapısı Akhan Kervansarayı üç kriteri karşılamış olup, 25.02.2000 yılında UNESCO Somut Kültürel Dünya  Mirası Geçici Listesi’ ne alınmıştır.

                                                                                                Mehmet KORKMAZ
                                                                                            İl Kültür ve Turizm Müdürü

30 Ağustos 2014 Cumartesi

ÇİVRİL SAVRAN-SERBANŞAH CAMİİ RESTORE EDİLDİ.





ÇİVRİL SAVRAN-SERBANŞAH CAMİİ RESTORE EDİLDİ.

Savran Köyü-Tarihi Serbanşah Caminin restorasyonu tamamlanarak ibadete açıldı.(4.10.2011)
Çivril İlçesi’ne 5 km uzaklıktadır. Hicri 1298, Miladi 1882 tarihinde yapılmıştır. Caminin giriş kapısı üzerinde bulunan kitabesi üzerinde Ömer Ağa adında bir zat tarafından yaptırıldığı ve kitabe de “ Didi tarih bir müferrah mabet oldu çehriya” yazısı bulunan İlçemize bağlı Savran Köyünde bulunan Tarihi Serbanşah Caminin restorasyonu tamamlanarak o4.10.2011 Cuma Günü,Cuma Namazından önce yapılan resmi törenle ibadete açıldı.
Açılış törenine İlçe Kaymakamımız Sayın Orhan Burhan,Belediye Başkanımız sayın İbrahim Hakkı Aslan,İL Kültür ve Turizm Müdürü Mehmet Korkmaz,Garnizon Komutanı sayın Yzbş.Aytaç Sipahi,İlçe Emniyet Müd.Ümit Bitirik,İlçemizin değerli daire amirleri,Komşu köylerin muhtarları,kadını ve erkeği ile köylü vatandaşlarımız ve basın mensupları katıldılar.
Saygı duruşu ve istiklal marşının söylenmesinin ardından köy imamı Hafız Mustafa Dülğer hocaefendinin okuduğu Kur'an-ı Kerim huşu içerisinde dinlendi.Köy muhtarı Deniz Yavuzu'un hoşgeldiniz konuşmasınından sonra ilçe Müftümüz Himmet Metin günün anlam ve önemi hakkındaki konuşmasını yaptı.

Aydın Vakıflar Bölge Müdürü sayın Ali Zengin beyin cami hakkında verdiği teknik bilgilerden sonra mikrofana gelen sayın Kaymakamımız Orhan Burhan da caminin restorasyonunda emeği geçenlere,tüm katılımcılara teşekkür etti.İlçe Müftümüzün yaptığı duanın ardından cami gezildi.İlçe Müftümüzün kıldırdığı namazın ardından ikramlar kabul edildi.
İlçemize kazandırılan böyle güzel bir caminin hayırlara vesile olmasını Cenab-ı Hak'tan niyaz ediyor,emeği geçen herkese şükranlarımızı sunuyoruz.









BEYAĞAÇ KARTAL GÖLÜ EREN GÜNÜ ŞENLİKLERİ .


7 asırdır süren gelenek “Eren Günü” etkinlikleri…

Denizli’nin Beyağaç İlçesi, Sandıras Dağı, Çiçekbaba zirvesine yakın bölgedeki Kartal Gölü çevresinde yaklaşık 7 asırdır yöre halkı tarafından yapılan Yörük-Türkmen Kültürüne özgü “Eren Günü” etkinlikleri aylardan ağustos ve günlerden ayın son çarşambası yapılmaktadır. 
Çiçekbaba Dağı, Denizli ile Muğla arasında kalan ve eski adıyla Sandıraz olarak bilinen bir dağ sırasıdır. Güneyinde Köyceğiz, kuzeyinde Beyağaç yer alır. Dağın yamaçlarında Karagöl ve Topuklu Yaylası gibi doğa harikası yerler vardır. Eteklerinde bulunan karaçam ormanları dağın doruklarına doğru çıktıkça yerini anıt ağaçlara bırakır. Ülkemizin en yaşlı (yaklaşık 1200 yıllık) Karaçamları burada bulunmaktadır. Burası Orman Bakanlığı tarafından “Tabiatı Koruma Alanı” olarak belirlenmiştir. Çıplak ve kayalık dorukların başladığı yerde ise ünlü Kartal Gölü vardır. Buradan yarım saatlik bir yürüyüşle doruğun doğu yamacına tırmanıldığında, Eren Dede düzlüğüne gelinir. İşte törenler/ritüeller burada bulunan bir kült (tapınma, mezar veya adak) yerinin etrafında yapılır.
Kaynağı Orta Asya kurgan mezarları kültürüne dayanan ve bu kültürün devamı niteliğinde olan Eren Günü etkinliği, bir gün önce Kaltal Gölü bölgesine çıkılması ve burada kurulan çadırlarda konaklama ve çadır ziyaretleri yapıldıktan sonra ertesi sabah şafak vakti Eren Dede Türbesi ziyareti yapılır, dualar okunur, dilekler tutulur, türbe çevresinde turladıktan sonra kurban kesilip, pişirilip yenmesiyle etkinlik son bulur. Bu etkinliklerde farklı yerlerden gelenler ile kaynaşma sosyal açıdan önemlidir. Eren Günü 1994 yılından bu yana Beyağaç Belediyesi’nde festival olarak yürütülmektedir.
İl Kültür ve Turizm Müdürlüğümüzce 21.08.2013 tarihinde Orta Asya kültürünün devamı niteliğinde olan “Eren Günü Etkinlikleri ve Festivali”nin, UNESCO Somut Olmayan Kültürel Mirası Listesi’ne girmesi için Kültür ve Turizm Bakanlığı’na teklifte bulunulmuştur.Kültür ve Turizm Bakanlığı Eğitim ve Araştırma Genel Müdürlüğünde çalışmalar devam ediyor.

DENİZLİ JEEP SAFARİ PARKURLARI


DENİZLİ'YE GELEN  DOĞA-TARİH TURİZMİNİ SEVEN TURİSTLERİN VAZGEÇİLMEZİ JEEP SAFARİ OLACAK..
Denizli Kültür ve Turizm Müdürlüğü olarak, yılda 3 milyona yakın yerli ve yabancı turistin ziyaret ettiği kentte, turizmi çeşitlendirmek ve gelen turistleri günü birlik turizmden kurtararak otellerinden çıkartmak için çalışma yapıyoruz. Denizli’nin UNESCO’nun dünya miras listesinde bulanan Hierapolis-Pamukkale’si ve 12 ay turizme hizmet sunabilen kültür-turizm değerleri ile birlikte eşsiz doğal güzelliklerine de sahip doğa turizmi kapsamında jeep safari parkurları da İlimiz turizmi için önemli bir potansiyeldir.





Denizli’de jeep safari yapılabilecek bölgelerden 250 kilometrelik alana sahip; Karahayıt- Çal ve Denizli arasındaki parkurda inceleme yaparak “Denizli’ye gelen turistlerin konaklaması, otellerinden dışarıya çıkması ve il genelinde turizmin çeşitlendirilmesi için çalışmalarımız devam ediyoruz. Antik kentlerle çevrili 1000'e yakın tescilli Kültür Varlıkları dünyanın tanıdığı ve bildiği Pamukkale ile birlikte kentimiz eşsiz doğal güzelliklere sahiptir.Bu kapsamda doğa turizmi kapsamında yapılabilecek jeep safari de ilimize gelen turistlerimizin vazgeçilmezlerinden biri olması için çalışıyoruz.
“Dünyada ve ülkemizde doğa turizmi hızla gelişiyor. Her yıl ilimize gelen yerli ve yabancı turist sayımız artıyor. Bu turistlerimizin otellerinden çıkmaları için jeep safari iyi bir fırsat. İlimiz turizm cenneti Pamukkale'ye gelen 2 milyon dan fazla turistin en az 100 bininin doğa turizmine katılmasını hedefliyoruz. İlimizin tarihi ve doğal güzelliklerinin tamamının görülmesinin sağlanacağı çok güzel jeep safari parkurları hazırladık. Karahayıt’tan başlayıp, Çal ilçesi bağlı mahalleri ve tekrar Karahayıtta son bulan yaklaşık 250 kilometrelik parkurumuzun incelemesini tamamladık”
Tarih, kültür ve doğa bir arada:


İncelemesi tamamlanan jeep safari parkuruna katılan grublarımız kırmızı suyu ile ünlü Karahayıttan başlıyarak önce çam ağaçları ile kaplı büyük ormanların içinden Haytabey mahallesine uğrayacak ve burada bulunan ‘Haytabey Şelalesi’ni ziyaret edecek. Daha sonra 2 bin yıllık kaya mezarlarının bulunduğu Eymir mahallesine gidecek olan safari gurubu, Akçapınar mahallesi üzerinden yetiştirdiği başta kekik ve tıbbı aromatik bitkilerle ünlü Gözler mahallesine ulaşacak. 
Dağmarmara mahallesi istikametine giden turist gurubu, ‘Thıounta’ kalıntılarına, oradan da Sazak mahallesine gelerek arkeolojik yerleşim alanı köprüsünü görecekler. Kabalar ve Develler arasındaki yol üzerinde bulunan tarihi su kuyularını gören safari ekibi buradan Ortaköy mahallesinde bulunan ve 1900 yıllarda yapıldığı belirlenen ‘Sait Aga Sarayı’nı ziyaret edecek. Daha sonra Bahadınlar mahallesine giden ekip, ‘Apollon Lermenos’ tapınağını ziyaret edecek, Adıgüzel Barajının eşsiz güzelliğini görecek.



 Çakırlar mahallesindeki taş evlerin görülmesinin ardından Kuyucak mahallesinde Büyük Menderes Havzası izlenecek. Akkent mahallesinde ‘Zeyve Köprüsü’nünün görülmesinin ardından safariye katılanlar, Alfaklar mahallesinde devam eden keçe üretimini izleyip, Hancar ve Süller mahallelerinde bulunan ‘Kayı Pazarı Minaresi, Kumral piknik alanı, Kısık Kanyonu ve yürüyüş yolunu gezecek. Çal ilçesinde yöresel tarım ürünlerinin satıldığı ‘Çal Bazarı’nı ziyaret edecek olan ekip, Güzelpınar mahallesinde bulunan ‘Ağlayankaya Şelalesi’ni de gördükten sonra Irlıganlı mahallesi üzerinden safarinin başladığı Karahayıt’a ulaşacak”
MEHMET KORKMAZ
DENİZLİ İL KÜLTÜR VE TURİZM MÜDÜRÜ

16 Ağustos 2014 Cumartesi

TAVAS KIZILCABÖLÜK HERAKLEİA HİERON’U .



  

TAVAS KIZILCABÖLÜK HERAKLEİA HİERON’U:

Herakleia Salbace Antik Kentinin yaklaşık 4 km. doğusunda, bugünkü Tavas İlçesi, Kızılcabölük Mahallesi’nin 1 km. kuzeydoğusunda, Ören Sırtı ve Kocapınar Mevkiinde bulunan anıtsal yapıdır. Çevresinde antik yerleşim izleri bulunur. 
Antik coğrafyada belirtilen Karia ve Phrygia bölgelerini ayıran Salbacos (Babadağ) dağının güneye bakan eteğinde, ovaya doğru dik inen tepeler üzerinde bulunmaktadır. Yüzeyde Hieron’a ait arşitrav parçaları, friz parçaları, dikdörtgen prizma şeklinde, üzerleri mitolojik kabartmalarla işlenmiş büyük blok parçalar yer alır. Mitolojik Tasvirlerin Sergilendiği Kabartmalarda Artemis, Apollon, Heracles, Pan, Dionysos, Menad vb.. gibi tanrı ve tanrıçaların mitolojik betimlemelerini anlatmaktadır. Üçgen alınlıklarda 12 burcu temsil eden simgeler yer almaktadır.
Milattan sonra 1.yy Roma dönemine ait olan tapınağın doğu, batı ve güney kesimlerinde yer yer bazı yapılara ait temel izleri ile tuğla, çanak ve çömlek parçalarına rastlamak mümkündür.
Hierondaki kalıntılar Aphrodisias’lı ustalar tarafından yapılmıştır. Yörenin ileri gelen yöneticisine ait bir anıt mezardır. Hieron'un yer aldığı Höyüğün eteklerinde neolitik döneme ait el aletleri bugün Pamukkale Arkeoloji Müzesinde sergilenmektedir.
 Herakleia Hieron Tapınağı'nın yüzeyindeki kabartmaların tamamen Herakles ve diğer tanrılarla ilgili mitolojik sahnelerden meydana gelmesi, tapınağın Herakleia Salbake Antik Kenti'nin kurucusu Herakles'e ithafen yapıldığı ihtimalini bir hayli kuvvetlendirmektedir.

Antik Dönem'in fiziki ve ruhsal güç tanrısı olan Herakles'e adanmasından dolayı, tıpkı Herakleia Salbace Antik Kenti'nde olduğu gibi bu tapınağa da 'Herakleia' adı eklenmiş, bu isim yüzlerce yıl bölge halkı tarafından bu şekilde kullanılmıştır.
Bu alanda daha önce İl Kültür Turizm Müdürlüğü Müze Uzmanlarınca  1995-1996 yıllarında kazı ve temizlik çalışması yapılarak etrafı tel çit ile çevrilmiş ve güvenlik görevlisi görevlendirilerek, güvenlik tedbirleri alınmıştır.

Bu anıt mezarın tarihi ve anıtsal değeri dikkate alınarak restorasyonlarının yapılarak turizme kazandırılması amacıyla Valiliğimizce yapılan planlama çerçevesinde ve Aydın KVKBK’nun kararı doğrultusunda,Tavas Belediyesi işbirliği ile İl Kültür Turizm Müdürlüğü Müze uzmanlarınca burada 13.08.2014 tarihinde kazı ve temizlik çalışmaları başlatılmıştır.  Kazı çalışmaları tamamlandıktan sonra, PAÜ Arkeoloji Bölümü Başkanlığı işbirliği ile rölöve, restitüsyon ve restorasyon projeleri hazırlanıp koruma bölge kurulunun uygun görüşü alınarak restorasyon çalışmaları gerçekleştirilecektir.

https://denizli-turizmi.blogspot.com/2014/07/

https://denizli-turizmi.blogspot.com/2014/07/