Mehmet KORKMAZ Kültür ve Turizm Md
30.03.2015
DENİZLİ
TURİZM POTANSİYELİ
Ege Bölgemizin 2. büyük
kenti olan ve ahenkli, uzun, güzel ötüşü ve rengiyle diğer türlerinden
farklı, kentin sembolü dünyaca ünlü Denizli Horozu ile İlimiz, coğrafi konumu, iklimi,
doğal ve turistik yönden önemli özelliklere sahip ekonomik faktörleriyle, antik dönemde bir geçiş ve kavşak noktası;
ticaret ve haberleşme merkezi iken
günümüzde de aynı özelliğini koruyan nadir illerden biridir. Tekstil,
ticaret, sanayi ve tarım sektörlerindeki hamlelerin yanında son yıllarda
özellikle doğa harikası Pamukkale ve diğer kültür-turizm değerleri ve
12’ye yakın turizm çeşitliliği sayesinde turizm sektöründe Ülkemizin önde gelen
destinasyon illerinin başında gelen Denizli, yılda 2,5 milyon yerli
ve yabancı turisti ağırlamaktadır. UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde bulunan Pamukkale’si,
Laodikya’sı,
Akhan
Kervansarayı, UNESCO tarafından Yaşayan İnsan Hazinesi seçilen Hayri DEV’i,
UNESCO
Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi’nde yer alan Denizli
Zeybeği ve Yarenlik Geleneği gibi tüm bu tarihi,
kültürel, doğal güzellikleri ve turizm potansiyeli ile Denizli, eşsiz bir
yerleşim ve uygarlık merkezidir.
Turizm
faaliyetlerinin diğer sektörler üzerindeki etkisi dikkate alındığında bu
potansiyelin Denizli ekonomisine katkısının yadsınamaz olduğu görülecektir.
Fakat asıl olan bundan sonra katkının daha ne kadar süreceği ve nasıl
arttırılması gerektiğidir.
İlimiz, sahip olduğu turizm
potansiyeli ile ülkemizin önemli destinasyonları içerisinde yer almakta olup, iç ve dış turizme on iki ay hizmet sunan ve en çok turist çeken iller sıralamasında ülkemizde Antalya, İstanbul,
Muğla ve Edirne’den sonra 5. sırada yer almaktadır.
İlimizde;
Turizm İşletme Belgeli 6.556 yataklı 26 tesis, ayrıca Belediye Belgeli 6.825 yataklı 79
tesis ve 5.157
yataklı 129
Pansiyon ile ilimizde turizme hizmet sunan toplam 18.563 yataklı 234
tesis bulunmaktadır. Ayrıca Turizm Yatırım Belgeli 21 tesis toplam 2333
yatak kapasitesine sahiptir. İlimiz
sahip olduğu yatak kapasitesi itibarı ile yılda 4 milyon turisti ağırlayabilecek
durumdadır.
1-Dünyanın Uzun
Öten Tek Irkı Kentin Sembolü Denizli Horozu…
“Denizli” denilince akla ilk gelen değerlerden biri
de adıyla bütünleşmiş, kentin sembolü Denizli
Horozu’dur. Denizli
Horozu endamı, duruşu ve uzun ötüşü ile dikkat çeken, geçmişi antik çağlara
kadar uzanan yerli bir ırktır. Denizli Horozu’nu ayrıcalıklı kılan sadece
uzun ve güzel ötüşü değil aynı zamanda masalsı güzelliği, sesindeki ahenk ve
duruşundaki asalettir.
Denizli Horozu, antik dünyadan günümüze taşlara
işlenmiş bir sembol ve şehrin mitolojik efsanesidir. Laodikeia Antik Kenti’nde
bulunan mermer ve kandil üzerine işlenmiş horoz figürleri, Denizli Horozu’nun o
çağlarda da var olduğunun göstergesidir.
Her horoz
kendi kümesinde öter, Denizli Horozu
ise her yerde öter…..
|
M.S. 2. YY Horoz Figürü / Laodikya Antik Kenti
|
2-Doğanın
Düşsel Mucizesi Pamukkale…
Türkiye’nin
favori destinasyonu, Denizli turizmindeki baş aktör olan Pamukkale; günümüzde Hierapolis Antik
Kenti’yle buluşmuş, UNESCO Dünya Kültür Mirasına dâhil olarak, dünyanın sayılı turizm cazibe
merkezi ünvanını almıştır. Pamukkale’de turizm gelişimi 1960’lı yıllarda
başlamış, çevre kirliliğinin ve tahribatların en aza indirgenmesi, Koruma-Kullanma
dengesinin sağlanabilmesi ve bölge turizminin geliştirilmesi amacıyla 1991
yılında Pamukkale Koruma Amaçlı İmar Planı uygulanmaya başlamıştır. 1957’de bu
alana yıllık ziyaretçi sayısı yaklaşık olarak 10.000
kişi iken, halkın ilgisinin artması ve
Türkiye’nin bir turizm merkezi haline gelmesiyle birlikte Pamukkale ülkemizin
önde gelen destinasyonu olmuş ve günümüzde gelen ziyaretçi sayısı 2,5 milyonu bulmuştur.
Pamukkale’yi İlk gördüğünüzde pamuğa ya da
buluta benzetmeniz doğaldır. Yakınlaştığınızda ise şifalı termal suların
sanatçı kimliğine bürünerek binlerce yıllık uğraşısı ile oluşturduğu
travertenler ve bulutların üzerine kurulmuş gibi görünen Hierapolis Antik Kenti
ile karşılaşırsınız. En az 10 bin yıllık bir yerleşkeye sahip bölgenin yazılı tarihi M.Ö. 190 olarak
kayıtlıdır. Şehrin bu bölgeye kurulmasının sebebi de şifalı termal sudur.
Pamukkale travertenlerinin
uzaktan görünümü, binlerce metre yükseklikteki bulutların size yakınlaşması ya
da bembeyaz kar kristallerinin kapladığı ışıldayan katmanlı tarlalar gibidir.
Mesafe yakınlaştıkça bulutsu karların üstünden berrak suların aktığını
görürsünüz. Teninizle hissettiğinizde ise bunun bambaşka bir doğa dokusu
olduğunu ve benzersiz bir deneyim yaşadığınızı anlarsınız. Böylesi orijinal
doğa güzelliği ile buluşmanızı sağlayan Pamukkale’nin travertenleri bu büyünün
asıl sahibidir.
Pamukkale termal kaynağı antik dönemlerden
itibaren kullanılmaktadır. Yüzlerce yıldır insanlığa şifa sunmuştur.
Her ne kadar Denizli Pamukkale ile anılsa da ilimizde diğer turizm
türleri de fazlasıyla yer bulur. Denizli Kalkolitik Çağ’dan Bronz Çağı’na,
Bizans İmparatorluğu, Selçuklu ve Osmanlı İmparatorluklarına kadar uzanan geniş
bir sekans içinde yerleşime konu olması, şehir merkezinde ve ilçelerde mevcut
örneklerin çeşitliliği, yerel halkın gelenek ve görenekleri, yaşam tarzı ayrıca
bir turistik çekim oluşturur.
3-Kültür
ve Tabiat Varlıkları Zengini Denizli…
İlimizin coğrafi konumu, termal su ve
ikliminin uygunluğu nedeniyle ilk yerleşim izleri, günümüzden 1 Milyon 200 Bin yıl öncesine kadar dayanmakta olup, Denizli’nin
tarihi Anadolu’nun tarihi kadar köklü ve renklidir.
Kalkolitik Çağ’dan başlayıp günümüze kadar
kesintisiz bir yerleşime sahip olan ilimiz Hitit,
Frigya, Lidya, İonya, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı gibi medeniyetleri sinesinde yaşatmış, 19 antik kent, 175 arkeolojik ve doğal sit, 433 sivil mimari örneği ve 231 adet Anıtsal Mimari örneği vb gibi toplamda bine
yakın tescilli kültür varlığımız
ile KÜLTÜR TURİZMİ’ne hizmet etmektedir.
İnanç turizmi açısından da önemli bir potansiyele sahip olan Denizli;
Pamukkale
Hierapolis Antik Kenti’nde bulunan ve Hz. İsa’nın 12 havarisinden biri olan St.
Philippe Martyriumu ve Mezarı, Laodikya Antik Kenti’ndeki İncil’de adı
geçen 7 kiliseden biri olan ve eşsiz mimari özellikleri bulunan “Kutsal Haç
Kilisesi”, Tripolis Antik Kenti’nin M.S. 325 yılında Nikea
Meclisi’nde hazır bulunan Lidya Piskoposları Listesi’nde adının geçmesiyle
piskoposluk düzeyinde kutsal bir şehir olması, Colossae Antik
Kenti’nde Asya’nın
en büyük kilisesi olan St. Michael Kilisesi, Herakleia
Salbace Antik Kenti ve Attuda Antik Kenti’nde bulunan eski dini
merkezler sayesinde önemli bir İnanç Turizmi potansiyeli arz etmektedir. Aynı
zamanda ilimizde bulunan tarihi cami ve Türk-İslam büyüklerine ait türbeler
de ziyaretçi akınına uğramaktadır.
5-Antik
Dönemden Günümüze Sağlık Termal Turizm Kenti…
Bölgemizin Hellenistik öncesi en önemli yerleşimi, Herodot ve
Xenephon’da da adı geçen Kolossai antik kentidir. Hellenistik Dönem
yerleşmelerini ise Ova ortasında yer alan Laodikeia, Attouda
(Sarayköy-Hisarköy), Trapezopolis (Babadağ-Bekirler Mahallesi), Karura
(Sarayköy-Tekkeköy), Büyük Menderes Nehri’nin batı yanında Tripolis
(Yenicekent), Laodikeia’nın kuzeyinde ise Hierapolis (Pamukkale) olarak
sıralayabiliriz.
|
Antik
Dönemlerde Tıp Okullarımız
Antik Dönem’de
Denizli çevresinde yer alan; Hierapolis, Laodikeia, Attouda, Karura, Herakleia
Salbace ve Eumeneia kentlerinde tıp, bir bilim dalı olarak kabul edilmiştir.
|
Dünyanın Ünlü
Tıp Hekimleri Merkezi
Herakleia
Salbace Antik Kenti güç tanrısı Herakles adına kurulmuş olmasına rağmen, kentin
baş tanrısı Asklepios ve karısı Hygeia’dır. Bu da antik kentin tıp alanında ne
kadar ileriye gittiğini ve antik dönemde burada yetişen doktorların tüm dünyada
ün saldıklarını göstermektedir. Ayrıca Herakleia Salbace Antik Kenti’nde kabartmalar
ve heykeller üzerinde sağlık tanrısı Asklepios ve karısı Hygeia sıkça
betimlenmiştir. Bunlarla ilgili olarak antik kentte bir tıp okulu vardı ve
burada antik dünyanın en meşhur hekimleri yetiştiriliyordu. Bunlarla ilgili
bilgiler yapılacak kazılar sonucu daha da kesinleşecektir.
Telkin
ve Terapiden, Teşhis ve Tanıya
Antik Dönem’de bölgede şüphesiz
önemli bir tıp merkezi Eumeneia (Çivril-Işıklı Mahallesi) kentinde yer
almaktaydı. Kent yakınında yer alan Attanassos Hieronu etrafına kurulmuş önemli
bir tıp okulu yer almaktaydı. Antik dönemde Eumeneia Kenti’nde açıkça tıp bir
bilim olarak kabul edilmiştir. Attanassos Hieronunda hastalar telkin ve terapi
yoluyla tedavi edilirlerken, bu tıp okulunda teşhis-tanı ve tedavi yoluyla
hizmet veriliyordu. Yine Eumeneia Antik Kenti’nde elde edilen yazıtlar burada
yetişen tıp doktorlarının önemli hizmetler verdiğini göstermektedir.
Denizli’de mevcut jeotermale dayalı SAĞLIK TURİZMİ,
Pamukkale-Karahayıt-Akköy-Yenicekent-Sarayköy arasında uzanan Türkiye’nin en
önemli ve sağlık turizmi açısından zengin potansiyele sahip bu bölgedeki termal
su sıcaklığı 36 0C ile 240 0C arasında değişir. Bu yüzden
bu bölge kür parkı ve kür merkezi kullanımları ile insan sağlığı için son
derece önemlidir. Mevcut ve yeni yapılmakta olan uluslararası standartlara
sahip tesisler ile bölge sadece ülkemizde değil dünyanın en önemli termal
tedavi merkezi olma yolunda hızlı ve önemli adımlarla ilerlemektedir. Halen
İlimizde mevcut 18.308 yatak kapasitesinin 10.577 adedi bu bölgededir.
İlimizin sınırları içinde yer alan termal
sular kalp, damar sertliği, tansiyon, romatizma, deri, göz, raşitizm, felç,
sinir hastalıklarına, uyuz, kaşıntı gibi deri hastalıklarına iyi geldiği gibi
ılık içildiğinde mide, damar iltihapları ve reyno hastalığının tedavisine de
iyi geldiği bilinmektedir. Bilhassa çamur banyosuyla alınan tedavi ile cildin
daha genç ve zinde hale gelmesi mümkün olabilmektedir.
Bölgemizdeki
topraklara Büyük Menderes ve Çürüksü (Lykos) Irmakları hayat vermektedir.
Termal su, Çürüksu Vadisi’nde yaşayan insanlar tarafından binlerce yıl tedavi
amaçlı kullanılmış ve görkemli hamamlar yapılmıştır.
Roma Dönemi’nde ise Hierapolis Antik Kenti, kaplıcaları
sayesinde önemli bir tıbbi merkez haline gelmiş ve şifa bulmak niyetiyle
Anadolu’nun birçok yerinden gelen hastalar burada yaşamlarının sonuna kadar
kalmışlardır. Bölgemizde su hayat ve sağlıktır. Biz buna binlerce yıldır
tarihten günümüze sahibiz.
Denizli YAYLA
TURİZMİ açısından da oldukça
zengindir. Yaylaların başlıcaları; Kale’de Karayayla, Tavas’ta Yoran Yaylası,
Acıpayam’da Eşeler Yaylası, Serinhisar’da Yatağan (Kefe) Yaylası, Buldan’da
Süleymanlı Yaylası, Çivril Akdağ üzerinde Homa Yaylası, Baklan Beşparmak
Dağı’nda Kuyucak Yaylası, Honaz’da Erikli Yaylası, Babadağ’da Tasdelen Yaylası,
Beyağaç’ta Topuklu Yaylasıdır. Bunlardan Yatağan Kefe Yaylası ve Topuklu Yaylası elektrik,
su, çadır, piknik alanları, tuvalet, duş, restoran, market, kasap ve
çeşitli spor alanları gibi alt yapı ve üst yapı eksikliği belediyesince
tamamlanarak iç turizme hizmet etmektedir. Dış turizme açılma çalışmaları devam
etmektedir.
Denizli
– Teleferik – Bağbaşı Yaylası
Denizli Büyükşehir Belediyesi’nin 1500 metre uzunluğundaki
8 kişilik, 24 kabinden oluşan teleferik hattı ile Bağbaşı Kent Ormanı’ndan 1400
metre rakımlı Bağbaşı Zeytin Yaylası’nın o güzel ve muhteşem doğasındaki
yaylasına ulaşılmaktadır.
Teleferik üst istasyonda kafeterya ve
1700 m mesafedeki yaylada restoran, kafeterya, piknik alanları, konaklamak
isteyenler için çadır alanları ve ahşap bungalovlar ve odalar bulunmaktadır.
İlimizin değişik
bölgelerinde çok sayıda turizme kazandırılmış ve kazandırılacak olan MAĞARA bulunmaktadır. Bunların Başlıcaları; Alacain,
Aslanini ve Keloğlan Mağarası (Acıpayam), Teresuyu Mağarası (Çivril Akdağ),
Akkale Mağarası (Çivril Homa), Merdivenli Kuyu Mağarası (Çal Belevi),
İncirpınar Mağarası (Babadağ İncirpınar), Köyçukuru Mağarası (Tavas Kozlar),
Öğlekayası Mağarası (Tavas Pınarlar), Karabeyini Mağarası (Güney), Çakıroluk
Mağarası (Tavas Kızılcabölük), Eskikale Mağaraları (Kale), Kapuz Mağarasıdır
(Çameli Karagöz Kargın Dağı).
Denizli-Afyon-Ankara
ve Denizli-Çivril Karayolu üzerinde, Denizli merkezine 30 km UNESCO Dünya Miras
listesinde bulunan Pamukkale’ye 45 km, Uluslararası Çardak Havaalanı yol
güzergahında bulunan, Ana tur güzergahına 4 km mesafede Honaz İlçesi Kaklık Mahallesi’nde
yer alan “Kaklık Mağarası” Mayıs 2002 tarihinde turizme açılmıştır.
Dodurgalar Keloğlan Mağarası, Denizli’ye 60 km mesafedeki Acıpayam İlçesinin 18 km.
doğusunda, Dodurgalar Mahallesi’nin 6 km batısında Mallı Dağı doğu yamacında
yer alır. Denizli-Antalya Karayolu’nun bu mağaranın hemen yakınından geçmesi
ziyaretçi potansiyelini arttırmaktadır. Mağara Nisan
2003 tarihinde turizme
açılmıştır.
Denizli’nin
Çivril İlçesi’nde bulunan 1.600 m. Rakımlı Akdağ Tokalı Kanyonu’nun bıçakla
kesilmişçesine 1.200 metre uzunluğundaki kısmı
yüksekliği yer yer 200 metreyi bulan
kaya kütlelerinden oluşmaktadır. Bir vadide ilerleyen dere takip edilerek keyifli
bir yürüyüşle ulaşılan kanyonunun girişine yaklaştıkça sarplaşan kayalar ve
kartal yuvaları insanları bambaşka bir âleme götürüyor.
Emecik ile Cevizli mahalleleri arasındaki
dağlık bölgede olan kanyon gavur deliği adı ile bilinmektedir. Kanyon girişi 2
metre genişliğinde, 14 kilometre uzunluğundadır.Kanyon, Çameli İlçesine 15,
Muğla'nın Fethiye İlçesine ise 60 kilometre mesafededir. Kanyonun içinde
yüzlerce küçük şelale ile 16 metre yüksekliğinde büyük bir şelale bulunuyor.
Kanyonun zemininde tatlı su kaynakları var. Suda da çay balıkları ve yengeçler yaşıyor.
Doğa
Severlerin Uğrak Yeri Kale İnceğiz Kanyonu
Kanyonda
tekne ve kanolarla gezmek mümkündür. Manzarası çok güzel olan kanyonun
etrafında zeytin, incir ve çam ağaçlarıyla güzel bir yeşil alan mevcut
olup Ziyaretçiler kanyonun güzelliğini izlemenin yanı sıra İnceğiz'in
zeytin ve incirinin lezzetini de tatma şansı yakalıyor. Denizli, Aydın ve Muğla
illerinden çok sayıda doğaseverlerin akınına uğrayan Kanyonun sonunda
Kemer barajı başlar. Geçmişte çok sayıda medeniyetlere beşiklik etmiş olan
kanyonun etrafında mağaralar ve eski yerleşimlere ait izleri görmek
mümkündür.
Çal Kısık Kanyonu
Bozkurt
Karakısık Kanyonu
Kanyonun
en dar yeri 4 metre ve taban-tepe yüksekliği 200 metredir. Zemin yapısı
Konglomera (Kum ve çakılların basınçla birleşmesi ve zamanla sertleşmesi sonucu
oluşan kütle) ve taşlardan oluşmakta, kanyon tabanı ise geçirgen (agrea) kum
ile kaplıdır. Bu geçirgen tabaka kanyon içerisinden 5 metreden başlayıp
aşağılara inildikçe 150 metre derinliğe kadar ulaşmaktadır. Tarih boyunca
İnceler Mahallesi’nin kurulduğu bölge ile Acıpayam-Tavas ilçelerine geçit
olarak kullanılmıştır.
Honaz Dağı Milli Parkı, Beyağaç Kartal
Gölü-Karaçam Ormanı Tabiatı Koruma Alanı, Çivril Akdağ ve Honaz- Babadağ BOTANİK TURİZMİNDE Türkiye’nin
sayılı yerlerindendir.
Honaz Dağı 150 yıldan beri botanikçilerin
ilgisini çekmektedir. Dünya’nın hiçbir yerinde yetişmeyen 43 çeşit bitki (flora) “Honaz-Babadağ” bölgesinde yetişmektedir. Beyağaç Kartal Gölü Anıt Ormanları bölgesi flora yönünden
zengin olup, bilimsel değer taşıyan 200’den fazla bitki ve 1.300 yıllık anıt ağaçlar bu bölgede yer almaktadır. Ayrıca Çivril Akdağ’da 1.058 bitki çeşidi vardır, bunların 124 adedi bu bölgeye özgüdür.
8-Dört
Mevsim Kuş Gözetleme Turizmi Kenti…
Çivril
Işıklı Gölü Su Kuşları Koruma Alanı, Buldan Süleymanlı Gölü, Çardak Acıgöl, Çaltı
(Beylerli) Gölü civarında yılın on iki ayı KUŞ
GÖZETLEME TURİZMİ (Ornitoloji) yapılabilmektedir.
Özellikle
Acıgöl kıyısındaki Çardak İlçesi Gemiş Mahallesi Flamingo,
Meke Yaban Kazı, Yaban Ördeği, Turna ve benzeri 203 çeşide yakın yabani kuş türünün üreme ve çoğalma bölgesidir. Çardak
Uluslararası Hava Alanının hemen yakınında olan Gemiş Mahallesi sınırlarında Kuş Gözetleme Kulesi de
bulunmaktadır.
9-Türkiye’nin
Gözde Gençlik ve Spor Turizmi şehri…
İlimizde, GENÇLİK TURİZMİ ne
yönelik olarak Pamukkale ve Karahayıt dışında Beyağaç Sandıras Dağı, Honaz
Dağı, Adıgüzel Baraj Gölü, Işıklı Gölü, Büyük Menderes Nehri, Dalaman Çayı
Vadisi ve çevreleri kamp karavan turizmi için uygun yerlerdir.
İlimiz SPOR
TURİZMİ parkur alanları bakımından
çok zengindir. Honaz Dağı, Çökelez Dağı, Bozdağ, Çameli Yaylacık Dağı ve
Pamukkale Örenyeri’nde Yamaç Paraşütü, Honaz Dağı Milli Parkı, Beyağaç Kartal Gölü,
Güney Şelalesi, Çal Ağlayan Kaya Şelalesinde Bisiklet
Turları, Dalaman Çayı, Büyük
Menderes’in Bekilli ve Çal ilçesi sınırları içerisindeki büyük kanyonlarda Kano-rafting, Işıklı ve Gökpınar Gölleri
ile Adıgüzel Barajında su sporları, Honaz Dağı, Beyağaç Kartal Gölü tabiatı koruma
alanı, Karcı Dağı, Babadağ, Bozdağ gibi alanlarda dağ ve
doğa yürüyüşü (trekking), atlı doğa yürüyüşü yapılabilmektedir.
10-Batı Anadolu’nun En Büyük Kayak Merkezi
Bozdağ…
Yöremizde Kış Turizmi’ne
elverişli, 2419 metre yükseklikteki Batı Anadolu Bölgesi’nin en büyük kayak
merkezi olan Bozdağ,
kayak sporu için uygun bir alandır. 20 Ocak 2013 tarih ve 28534
sayılı Resmi Gazetede Denizli Tavas
Bozdağ Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi ilan edilen, Denizli
Bozdağ Kayak Merkezi, başta Denizli olmak
üzere Muğla, Aydın ve İzmir illeri için bölgesel kayak merkezi potansiyeli
bulunmakta olup, Marmaris, Dalaman ve Fethiye turistik merkezlere de yakın bir
konumda olması bakımından avantajlı bir konumdadır.
2419 metre yükseklikteki Bozdağ
Kayak Merkezi; Ege Bölgesinde, Acıpayam-Gireniz
Vadisi ile Tavas-Barza Ovası arasında, Denizli Antalya Karayolu’ndan 56 km içeride, Tavas İlçesine 39 km , Nikfer (Konak) Mahallesi’ne 14 km mesafede yer
almaktadır.
Batı Anadolu
Bölgesi’nin en büyük kayak merkezi olabilecek kapasitede doğal pistleri mevcut
olan Bozdağ’ da Aralık-Nisan ayları arasında kayak imkânı bulunmakta olup,
Uludağ ile aynı potansiyele sahiptir.
Bozdağ Kayak
Merkezi, başta Denizli olmak üzere Muğla, Aydın ve İzmir illeri için bölgesel
kayak merkezi potansiyeli bulunmakta olup, Marmaris, Dalaman ve Fethiye
turistik merkezlere de yakın bir konumda olması bakımından avantajlı bir
konumdadır.
11-Uluslararası
Kongrelerin Merkezi…
İlimizin,
uluslararası kongre payının artırılması ve belli bir sezona bağlı olmayan KONGRE
TURİZMİNİN geliştirilmesi, önemli bir kongre merkezi haline
getirilmesiyle mümkündür.
İlimizde mevcut
yıldızlı turistik belgeli konaklama tesisleri ile Üniversitemizin kongre
salonları yanı sıra ayrıca EGS Park fuar alanında 1500 kişi kapasiteli, ayrıca 2000 kişilik Özay Gönlüm Salonu, 1000 kişilik Mehmet Gazi Salonu, 7 seminer salonu, 5 nikah salonu olan Nihat Zeybekci Kongre ve Kültür Merkezi ile büyük bir kongre, toplantı, sempozyum vb. ev sahipliği yapabilecek kültür sanat
merkezi bulunmaktadır.
12-Antik Dönemden Günümüze Geçiş ve Kavşak
Noktası, Ticaret ve Haberleşme Merkezi Denizli…
Denizli
ili kara, demir ve havayolu ulaşımı olanaklarına sahiptir. Denizli iki ayrı
karayolu ile İzmir’e bağlanmıştır. Bunlardan biri Manisa üzerinden, diğeri
Aydın üzerinden kurulan bağlantılardır. Denizli-Aydın-İzmir Karayolu’nu izleyen
demiryolu da kentin, Ege Bölgesi’nin en büyük kenti İzmir ile bağlantısını
sağlamaktadır. Denizli’nin Ankara ile karayolu bağlantısı Afyon üzerinden,
demiryolu bağlantısı ise, Afyon-Kütahya-Eskişehir üzerinden kurulmuştur.
İzmir-Aydın,
Antalya-Muğla, Afyon-Ankara anayollarının tam ortasında yer alan ve bu
özelliğiyle diğer tüm illere ulaşımın son derece kolay olduğu ve tüm illere
otobüs seferlerinin bulunduğu bir şehirdir.
Denizli, antik dönemden günümüze geçiş ve kavşak noktası, ticaret ve
haberleşme merkezi iken günümüzde de aynı özelliğini korumakta olup, karayolu,
demiryolu ve havayolu ulaşımı olanaklarına sahip, İzmir-Aydın, Antalya-Muğla,
Afyon-Ankara anayollarının tam ortasında yer alan ve bu özelliğiyle diğer tüm
illere ulaşım son derece kolaydır.
1991 yılında askeri havaalanı
olarak hizmete açılan ve 2001 yılından itibaren de Uluslararası tarifeli uçak
seferlerine başlanan Çardak Havaalanı’nın idari yapılanması tamamlanarak yeni
terminal binasıyla hizmet vermeye başlamıştır. Her gün Denizli-İstanbul,
İstanbul-Denizli arasında hava ulaşımı sağlanmaktadır. Bilindiği üzere
meydanımız “müsaadeli kullanımlı hava
alanı” statüsünde hizmet vermekte iken, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü
tarafından Denizli-Çardak Havaalanı; müsaadeli kullanımdan serbest kullanıma
açılması konusunda yürütülen çalışmaların tamamlanmasıyla 26.11.2009
tarihinden itibaren “Serbest Kullanımlı Hava Alanı” statüsü kazanan uluslararası
bir havaalanıdır.
Serbest statüye geçilmesi ile havayolu
şirketlerinin uçaklarının geceleri konaklaması, Avrupa’dan Charter seferleri
yapılması, yabancı uçakların da Çardak Havaalanı’ndan yararlanabilme imkânı
doğmuştur.
13-Denizli
Sanayi, Ticaretin Kalbi ve Geçmişten Günümüze El Sanatları…
ALIŞVERİŞ TURİZMİ bakımından ise İl Merkezi Kaleiçi’nde, hazır giyimden ayakkabıya,
havludan el işlemesi bakır kaplara kadar her zevke hitap eden ürün bulmak
mümkündür. Ayrıca Babadağlılar Çarşısı da özellikle tekstil ürünleri için özel bir
alışveriş merkezidir.
İl dışında ise
Pamukkale-Denizli yolu üzerinde tekstil fabrika satış mağazaları, onyx taşından yapılmış hediyelik eşya mağazaları ve Şarap mahzenleri yer alır.
Denizli-Muğla-Antalya
yolu Cankurtaran Mevkiinde El Dokuma Halı mağazalarında ise halının nasıl yünden ya da ham
ipekten halıya dönüştüğünün hikâyesini bulabileceğiniz turistik halı mağazaları bulunur.
Binlerce
Yıllık Birikimi İle Tekstilin Başkenti
Denizli’de dokumacılığın kökeni antik
dönemlere kadar dayanır. Antik
dünyanın en değerli dokumaları burada dokunmuş ve buradan dünyaya
pazarlanmıştır. Bu özelliğini yüzyıllardır koruyan Denizli, halen kaliteli
tekstili ve üretimi sayesinde bu alanda yerini sağlamlaştırmıştır.
Denizli merkezi dışında, Buldan, Sarayköy, Babadağ, Tavas, Kızılcabölük
ve Kale ilçelerimizde köklü, gelişmiş bir dokumacılık endüstrisi bulunmakta
olup, el dokumaları, otantik tekstil ürünleri ile dünyaca meşhurdur.
Amerika’dan Japonya’ya, Avrupa’ya dünyanın
tüm ülkelerine Denizli’den tekstil ve konfeksiyon ihracatı yapılmaktadır.
Osmanlı’dan
Günümüze Yatağan Bıçakları
Serinhisar İlçesi’nin Yatağan Mahallesi’nde,
Yatağan Baba’nın yadigarı olan demircilik sanatı köyün kurulduğu tarihten beri
devam etmektedir. Buna bağlı olarak bıçakçılık sanatı gelişmiş olup, bıçak,
çakı, tahra, balta, makas, kırklık, saban demiri ve pala gibi iş aletleri
günümüzde de yapılmaktadır. Ülkenin her yerine gönderilerek, Yatağan insanının
maden sanatındaki yaratıcılığı ve tarihten beri süre gelen ata sanatı
tanıtılmaktadır. Yatağan adıyla özdeşleşen palalar, litaritüre “Yatağan” olarak girmiştir.
Tüm dünyada “Türk Kılıcı” olarak
bilinen yatağanlar, keskinliği ve sağlamlığı kadar göz alıcı bir sanat eseri
olarak da adından söz ettirir.
1429
yılında Osmanlı idaresine giren Mahallesi’nde, tarihsel açıdan bu dönemde
yöredeki demircilik önem kazanmış ve İstanbul'un
fethinde kullanılmak üzere yatağan adlı bıçaklar yapılmıştır.
Dericilik
Sanatı
Denizli yöresinde
dericilik sanatı da dokumacılık kadar eskidir. Bu uğraş Türkmen boylarının,
Denizli yöresine yerleşmesinden sonra daha da değer kazanmıştır.
Acıpayam Yeşilyuva Mahallesi’nde
önemli bir dericilik merkezidir. Günümüzde yöre insanı geçimini çoğunlukla
ayakkabıcılıktan sağlar ve hemen her evin küçük bir ayakkabı imalathanesi
bulunur. Daha önceleri elle dikilen ayakkabılar günümüzde teknolojik gelişmeyle
birlikte yerini makinelere bırakmıştır. Denizli, günümüzde Türkiye’nin kösele ihtiyacının %80’ini karşılamaktadır.
Testi
ve Bardak Yapımcılığı
Testi, toprak bardak, küp, saksı, vazo ve süs
eşyaları Serinhisar İlçesi başta olmak üzere Sarayköy ve Çivril İlçesi’nde de
tarihten günümüze kadar yapımı devam eden bir el sanatı dalıdır. Yörenin kırmızı toprağı, bardak yapımcılığına
uygun olduğu için bu sanat dalı İlçede gelişme göstermiştir. Çömlekçilik Sanatı
olarak Somut Olmayan Kültürel Miras Ulusal Envanterine alınmıştır.
1935
yılında Atatürk’ün direktifiyle Türkiye’ de kurulan Paşabahçe,
geçmişten aldığı Türk camcılık
geleneğinin yaşatılması misyonunu bugün Denizli
Cam ile sürdürmektedir. Firma,
Denizli markası ile yaptığı “el imalatı cam ev eşyası” üretiminde Türkiye’de lider
durumunda, dünyada ise aranılan bir konumdadır. El imalatı tarzında üretim
yapan Denizli Cam’da 5000 yıllık camcılık geleneği sürdürülmektedir.
Dünyaca
Ünlü El Yapımı Sarayköy İmalatı Faytonlar
Denizli’nin Sarayköy
İlçesi ürettiği 185 çeşit el yapımı fayton ile meşhurdur. Bu güne kadar İngiltere Kraliyet Ailesi, Arap petrol kralları gibi dünyanın sayılı zenginleri
ve at arabası yarışçıları için fayton imalatı yapılmaktadır.
ABD, Almanya, Fransa, İsviçre, Avusturya
gibi pek çok ülkeye ihraç edilen faytonların abs fren sistemi, cd çalar
gibi özellikleri bulunmaktadır.
Leblebinin
Anavatanı
Türkiye’deki leblebi üretiminin yüzde 70’ni leblebinin anavatanı Denizli
karşılamaktadır. Antalya ana tur güzergahındaki Serinhisar İlçe merkezi
nüfusunun %50'si leblebi üretimi ile uğraşmakta olup, leblebinin 22 çeşidi
üretilmektedir. Çorum Leblebisi olarak bilinen leblebinin üretimi Denizli’de
yapılmaktadır.
Kiraz, elma, nar, ceviz, üzüm, ayva, kestane
ve incirin yanı sıra pamuk, domates ve hububata kadar çok çeşitli tarımın
yapılabildiği bu topraklarda Akköy-Buldan-Yenicekent-Sarayköy havzasındaki
jeotermal kaynakların desteği ile son yıllarda büyük gelişme gösteren organik seracılık konusunda
da ülkemizin belli başlı merkezlerinden birisi olma yolunda büyük ilerlemeler
kaydetmektedir.
Ayrıca Denizli’nin
mevcut jeotermal kaynakları termal turizmde ve tarımda kullanılmasının yanında
enerji alanında da kullanılmakta ve kurulan termal enerji tabanlı elektrik
üretim tesisleri kentin elektrik ihtiyacını karşılayacak kapasiteye ulaşmıştır.
Halen Anadolu’nun en önemli bağ ve şarapçılık
merkezlerinden olan Denizli’nin içinde bulunduğu Antik Phrygia Bölgesi, Anadolu
tarihi coğrafyası içinde ele alındığında, antik dönemin en önemli liman
kentlerini Anadolu’nun içlerine bağlayan geçiş yolları üzerinde bulunmaktadır.
Bereketli tarım arazilerinde yetiştirilen üzüm, yün, keten ve ipekli
kumaşlardan elde edilen tekstil ürünleri ve şaraplar tüm dünyaya buradan
pazarlanmış ve bu konuda ün yapmıştır.
Halen Türkiye’nin en önemli bağ ve Şarapçılık
merkezlerinden olan Denizli, Anadolu’nun en bilinen
eski üzümlerinden Çalkarası’nın
anavatanıdır. Bekilli, Güney ve Çal İlçeleri ve çevresinde son yıllarda şarap
üzümcülüğü gelişmiş ve aile işletmelerinde yapılan şarapçılık büyük kapasiteli
bir sektör haline gelmiştir.
Denizli, lokomotif sektörü olarak bilinen
tekstilin yanı sıra, bakır tel, emaye kaplı bakır tel, kablo ve filmaşin ihracatında
da önemli bir yere gelmiş olup, Türkiye üretiminin yüzde 30`nu, ihracatının ise yüzde 29`unu karşılamaktadır.
Denizli, ürettiği bakır telleri Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi
(NASA)’ya ve uluslararası piyasada bulunan birçok kablo üreticisine ihraç
etmektedir.
Mermerin
Başkenti, Sanayi ve İhracat Şampiyonu
Sanayi ve ihracat
şampiyonu Denizli sanayisi tekstil, konfeksiyon ve mermerin yanı sıra bakır
enerji kablosu, makine, cam, kimya, kağıt ve gıda gibi geniş bir sektörel
çeşitliliğe sahiptir. Yıllık 3,5 milyar dolar civarındaki ihracatı ile 170 ülkeye ürünlerini satmaktadır.
1979 yılında ilk
tesisin kurulmasıyla faaliyete başlayan ve Denizli ihracatının yüzde 10’luk
kısmını oluşturan mermer sanayinde İlimiz markalaşarak Türk Patent Enstitüsü tarafından
“Denizli Traverteni” adıyla
tescillendi.
İlimiz,
Türkiye’nin ikinci büyük mermer ve traverten yataklarına sahip olup,
Uluslararası düzeyde ileri teknoloji kullanarak yurt içi talebinin yanı sıra 5 kıtaya Türkiye’
de bir ilk olarak Denizli Traverteni adıyla
ihracat yapılmaktadır. Kaliteli mermer rezervleriyle adını
dünyaya duyuran ve dünyaca ünlü isimlerin evini süsleyen traverten mermerleri
ismiyle de Denizli’nin adını dünyaya taşıyor.
Efe denildiği
zaman akla gelen ilk oyun “zeybek” tir. Dilden dile, kuşaktan kuşağa geçen bir direniş, haksızlığa
karşı çıkan, efelerin öyküsüdür Denizli Zeybeği.
İl
Kültür ve Turizm Müdürlüğümüzün önerisi ile UNESCO
Somut Olmayan Kültürel Miras Ulusal Envanteri’ne 13 Mart 2013 tarihinde kayıt edilen, Denizli’nin farklı yörelerinde
yaşatılmaya devam eden, adı ile özdeşleşen bu halk oyunu Denizli’de Tavas Zeybeği olarak bilinmektedir. Kendine has ezgisi, kıyafetleri ve
ağır figürleri ile kökeninde efelerin kahramanlığını anlatır. Efenin heybeti,
asaleti, gururu ve mertliği, Denizli Zeybeği’nde yapılan her figürde yeniden
hayat bulur. Asil duruş Denizli Zeybeği’nin etkileyici hikâyesiyle bütünleşince
seyrine doyum olmaz bir oyun ortaya çıkar.
15-Lezzetli
Yemekler Diyari Denizli…
Denizli mutfağının
temelini sebzeli yemekler oluşturur. Özellikle patlıcanlı yemek çeşitleri
çoktur. Kuru Patlıcan Dolması, Patlıcan Közlemesi vb. Çal İlçesi Hançalar Mahallesi’nin
bamyası oldukça lezzetlidir. Taratorlu Börülce Salatası, Ebe Gümeci Salatası,
Filiz Salatası yöreye özgün salata türleridir. Kedi Börülcesi Çorbası, Mercimek
Çorbası, Domates Çorbası, Tarhana Çorbası, Ovmaç Çorbası gibi yöreye özgü çorba
türleridir.
Et yemeklerinin
başlıcaları; Tas Kapaması, Kumbar Dolması, Sirkeli Et, Etli Nohut, Tandır, Kol
Dolması, Ciğer Sarma, Arabaşı, Keşkek, Saçta İşkembedir. Börek ve tatlı
türlerinde Ege Bölgesi özellikleri görülür. Yufka, Şipit, Bazlama evlerde
yapılan ekmeklerdir. Kışın darı, kavurga, ceviz, kestane; yazın türlü meyveler,
salatalık, kavun, karpuz, yenir. Kabak tatlısı, pestil, baklava ve aşuresi
meşhurdur.
Ayrıca Denizli’nin yıllardır değişilmez
yöresel lezzeti olan İlimize özgü Denizli Kebabı meşhurdur. Yapımı oldukça ustalık isteyen, odun fırınında pişen bir tür
tandır kebabıdır. Kuzu etinin; özel yapılmış fırında, odun ateşinin karşısında
yavaş yavaş kızarmasıyla oluşan, çatal bıçak kullanılmadan servis edilen
oldukça lezzetli bir kebap çeşididir