M.S. 17.YY. dan itibaren seyyahların uğrak yeri TRİPOLİS KENTİ.
Tripolis Antik Kenti; Denizli merkezine 40 km. uzaklıktaki Buldan İlçesi, Yenicekent Kasabası ile Menderes Nehri arasındaki yamaç üzerinde kurulmuştur. Tripolis , batıya ve kuzeye açılan vadilerle Ege’ye güneydoğusundaki Çürüksu Ovası ve vadileri ile İç Anadolu ve Akdeniz’e ulaşımı bulunan antik kentlerden birisidir. Kentin güneyinde Çürüksu Vadisi’nde kurulmuş olan çağdaşı Laodikeia’ya 30 km. , Hierapolis’e ise 20 km. uzaklıktadır. Tripolis’in ilk kuruluşu hakkında kesin bilgilere sahip olunamamıştır. Ancak, kaynaklarda Tripolis’in ilk adının Apollonia olduğu daha sonra Geç Helenistik Dönem de Tripolis olarak adlandırıldığı ve ilk kuruluşunun Lidya Devleti zamanında olduğuna ilişkin belgelere rastlanılmaktadır.
Tripolis Lidya Şehirleri arasında yer almasına karşın Frigya ve Karya bölgelerine ulaşımı
sağlayan önemli sınır, ticaret ve tarım merkezlerinden biri görünümündedir. Menderes
Nehri ile Çürüksu Çayı’nın bereketlendirdiği, Çürüksu Ovası’nın büyük bir bölümüne hakim kentlerden biri olup, kuruluş biçimiyle ve şehircilik anlayışı ile yörenin en zengin kentleri
arasında yer almaktadır.
Tripolis’in ilk kuruluşunun Lidyalılar zamanında olmasına karşın, yüzeydeki kalıntılar
uslup olarak Roma ve Bizans Dönemi mimari özelliklerini ve yapı örneklerini göstermektedir.
Tripolis Antik Kenti İ.Ö. II.yy sonları ile İ.S. I.yy. ortalarında ve IV. Yy. ortalarında birçok
deprem ve savaşlara sahne olduğundan çok tahrip olmuştur. Kent en görkemli dönemini
Roma devrinde yaşamıştır. Kentin Ana Cadde’sinde 1993 yılında Müze Müdürlüğü’nce kazı yapılmış olup, burada kazı çalışmalarına 2007 yılında tekrar başlamıştır.
TRİPOLİS’İN BAŞLICA YAPILARI:
Tripolis Tiyatrosu :
Antik kentin mevcut yerleşiminin merkezi bir bölgesine inşa edilmiştir. Grek tiyatrosu tipinde araziye uygun inşa edilmiş, Roma mimari tarzında yapılmıştır. Tiyatro üç bölümden
oluşmaktadır.
-Cavea : Yarım daire şeklinde olup, üç diazoma ile bölünmüştür. Oturma kademeleri
tamamen orkestra bölümüne doğru tahrip olmuştur. Tonoz çıkışları caveanın üst
kısımlarında ve yanlarda yer almaktadır. Oturma kademeleri büyük mermer taşlardan
yapılmıştır. Yaklaşık 8.000 kişi alabilecek kapasitededir.
-Orkestra: Cavea’nın oturma kademeleri ve malzemeleri ile tamamen toprak altındadır.
-Scene ( Sahne ve Sahne Binası ): Sahne binasının üst yapısı iç ve dış kısımlara doğru yıkılmış harap durumdadır. Sahne binasına ait sağ ve sol istinat duvarlarının az bir kısmı yüzeyde görülmektedir.
Tripolis Hamamı:
Tripolis Tiyatrosu’nun 200 m. batısında bir düzlük üzerinde bulunmaktadır. Geç dönemde
kenti çeviren sur duvarının dışında kalmıştır. Yapıya ait yüzeydeki kalıntılardan beş bölümü
tespit etmek mümkündür. Her bölüm kendi arasında tonozlarla ve büyük nişlerle
geçildiğine dair kemer izleri bulunmaktadır. Alt yapısı ve duvarlarının kesme traverten
blok taşlardan, kemer ve tonozlarında ise aynı malzemeyle tamamlandığı
anlaşılmaktadır. Hamam, tipik Roma Hamamı geleneğinin bir örneğidir.
Şehir Binası :
Hamamın yaklaşık 200m. güneyinde yer almaktadır. Üst yapısı tamamen yıkılmıştır.
40X65 m. ölçülerinde büyük bir yapıdır. Temel duvarları çok geniştir. Yapının batı
duvarına bitişik sur duvarı devam etmektedir. Yapı Roma Mimari karakteri göstermektedir.
Apsisli Yapı :
Şehir Binası ile Tiyatro arasındadır. Dikdörtgen planlı yapının kuzey duvarının iç
kısmı apsisli olduğundan bu ad verilmiştir. Yapının üst bölümü tamamen
yıkılmış harap durumdadır.
Kale ve Surlar :
Tripolis Geç Roma ve Bizans Dönemi’nde sur ile çevrilmiştir. Eğimli arazide kurulan
kentin surları yer yer burçlarla, gözetleme kuleleri ve kalın duvarlarla desteklenmiştir.
Tiyatroya bitişik devam eden sur, kentin kuzeyindeki en yüksek tepede kule ile birleşir.
Kule hem savunmaya hem de gelecek düşman tehlikesini gözetlemeye yöneliktir.
Su Yolları :
Tripolis Antik Kenti her ne kadar Menderes Nehri kenarında kurulmuş olsa bile, kentin
ihtiyacını karşılayacak olan gerekli suyu, kente 25 km. uzaklıkta bulunan şimdiki Güney
İlçesi yakınındaki kaynaktan temin etmişlerdir. Kaynak ile Tripolis arası dağlık ve engebeli
arazi olduğundan bu güzergahta su yortusunu, tünel, künk ve kemer izlerinin
kalıntıları bulunmaktadır.
Nekropol :
Antik Tripolis Kenti’nin doğu ve güney yamaçları Nekropol Alanı olarak
kullanılmıştır. Dik ve meyilli tepelerin sarp kayalık bölgelerinde, kayaya oyulmuş kaya
mezarları bulunmaktadır. Ayrıca alt kısmı podyumlu, üst kısmı lahit şeklinde
mezarlar yer almaktadır.